Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Finansal kaynakları doğru ve yararlı bir şekilde yönetebilecek bilgi birikimine ve beceriye sahip olunmasına finansal okuryazarlık denir. Finansal okuryazarlık, para ile ilgili temel kavramları anlamak, doğabilecek ekonomik riskleri önceden görebilmek, ev ekonomisinde, içinde paranın ve ekonominin olduğu pek çok durumda doğru kararlar verebilmek için gerekli bilgi ve becerileri içerir. Özetle, yaşamlarımızda tümüyle "iyi olma" halini oluşturan çok yönlü bir bilgi donanımıdır.
İçinde bulunduğumuz yüzyıl, hayatlarımızı sağlam temellerle sürdürebilmek için pek çok farklı beceri edinmeyi gerektiriyor. İşte finansal okuryazarlık da bu önemli becerilerden sadece biri. 21. yüzyıl, diğer birçok alanda olduğu gibi finansal konularda da bilinçlenmek, tasarruf alışkanlığı kazanmak ve ortak geleceğimizi güvence altına almak için hazırlıklı olmayı gerektiriyor; bunu da sadece ve sadece "finansal okuryazar" olarak başarabiliriz.
Para hesabı yapmak, bir faturayı hangi vergilerin nereye gittiğini anlayarak okuyabilmek, ATM’den veya internetten para transferi yapmak, faiz hesaplamak, döviz hesabı yapmak, gelir-gider tablosu oluşturmak, zor günler için bir kenara para ayırmak, kredi kartını doğru kullanmak, aylık bütçe yapmak, temel finans kavramlarına aşina olmak, parayı değerlendirmenin ve biriktirmenin alternatif yollarını bilmek, günümüzde herkes için temel olan yaşam becerileri arasında yer alıyor. Finansal okuryazarlık sadece bugünün şartlarını iyileştirmeyi değil, emeklilik, sağlık ve bakım ihtiyaçları için de doğru planlama yapabilmeyi sağlayan bir kazanımdır.
Dünyada her geçen gün finansal okuryazarlık eğitimine dair büyük atılımlar gerçekleşiyor, geniş çapta eğitim planlamaları yapılıyor. OECD’nin yetişkin becerileri araştırması kapsamındaki PIAAC 2018 raporunda, Türkiye’deki yetişkinlerin finansal okuryazarlık seviyesinin, araştırmaya konu olan 32 ülke arasında, İsrail, İspanya ve İngiltere ile birlikte en düşük finansal okuryazarlık düzeyine sahip ülkelerden biri olduğu tespit edilmişti. Bu nedenle özellikle ülkemizde finansal okuryazarlık eğitimlerine ağırlık vermek ve bireysel olarak bu konuda ekstra çaba göstermek gerekiyor.
Harcama alternatifleri, alışveriş ritüelleri, kredi ürünleri fırsatları, tüketici tercihleri derken finansal kavramların her geçen gün genişlediği ve değiştiği bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Finansal okuryazarlık becerisi kazanmamız, tüm bu dinamizme uyum sağlamamızı kolaylaştıracak. Peki bu beceriyi nasıl kazanabiliriz?
Hepimiz temelde para ile olan bağımızı ve onu nasıl yöneteceğimizi, bize çocukken verilen harçlıklarla oluşturmaya başladık. Ailelerimizin bize düzenli olarak harçlık vermesinin nedeni; gündelik ihtiyaçlarımızı karşılamakla birlikte, aslında elimizdeki varlığı nasıl yönetmemiz gerektiğini öğretmekti. Günümüzde de çocuklar finansal becerilerini ailelerinden öğreniyorlar. Fakat ebeveynlerin finansal bilgileri 21. yüzyılın gerekliliklerine göre yetersiz kaldığında, çocuklar da finansal okuryazarlıklarını yeterince geliştiremiyorlar. Tam bu noktada hem yetişkinler hem de çocuklar için tasarlanan birtakım eğitimler devreye giriyor. Henüz tüm dünyanın hemfikir olduğu bir finansal okuryazarlık müfredatı olmasa da günümüzde gerek çevrimiçi gerek yüz yüze, birçok kurs ve interatiktif ders seçeneği mevcut.
OECD - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün finansal okuryazarlığın öğretilmesine yönelik önerilerini sıralayalım:
Peki çocuklara finansal okuryazarlık nasıl öğretilmeli? Yapılan araştırmalara göre, çocuklar 3 yaşından sonra "az-çok" kavramlarını anlamaya başlarken; sayı, rakam ve para konusundaki ilk bilgileri 5 yaşında, harçlık kavramını ise 7 yaşında anlıyor. Dolayısıyla bu konuda ailelere büyük görev düşüyor; çocuğa maddi yetersizliklerle ilgili negatif cümleler kurmamak, özgüvenini kırmamak önem teşkil ediyor. Örneğin çocuğun satın almak istediği bir şeyi bütçemiz karşılamıyorsa ona "paramız yok" demek yerine "Gelecek planlarımız için tasarruflu olmalıyız" gibi olumlayıcı söylemlere başvurmalı, onun finansal konularda geleceğe dönük bir şekilde düşünmesine yön vermeliyiz. Ayrıca çocuklarımızla beraber markete çıkıp, istediği bir ürün üzerinden neden fiyat, marka ve bütçeye göre seçim yapılması gerektiğini kavramasını sağlayabiliriz.
Garanti BBVA desteği ile hayata geçen 5 Taş Sosyal ve Finansal Liderlik eğitiminde, öğretmenlerin öncelikle finansal okuryazarlık eğitimi almalarını ve öğrencilerini şimdiden global kalkınma ve refaha ulaşmalarına katkı sağlayacak beceriler kazanmalarını amaçlıyoruz.
Finansal sorumlulukların bilincinde olmaya, varlık ve borçları doğru yönetebilme becerisine finansal sağlık denir.
"Finansal sağlığım yerinde mi?" diye merak ediyorsanız eğer, yukarıda sıraladığımız kriterlerin hangilerini yerine getirebildiğinize dair kendinizi test edebilmeniz mümkün. Haydi şimdi de buna bakalım.
Birikim potansiyeli: Ay sonundaki gelirlerimizi toplam giderimizden çıkardığımızda artan miktar birikim potansiyelimizi verir. Bu miktar ne kadar fazlaysa mali konularda önümüz o kadar açıktır. Birikim potansiyelimizi artırmak için yeni gelir yöntemleri bulabilir, giderleri düzenli takip ederek gereksiz harcamaları kısabiliriz.
Finansal özgürlük: "Özgürce para harcamak" şeklinde yaygın olarak yanlış anlaşılan bu kavram, finansal sağlık testinde daha farklı bir anlama geliyor; herhangi bir gelirimiz olmadığında hayatımızı ne kadar süreyle geçindirebileceğimiz finansal özgürlük seviyemizi ortaya çıkarıyor. Birikimlerimizi aylık ortalama giderlerimize bölerek ulaşabileceğimiz bu skor, acil durum fonumuzu da oluşturuyor.
Varlık ve borç oranı: Fazla borçluluk durumu, finansal sağlığımızı kötü etkileyen unsurlardan biri. Toplam varlığımızı toplam borçlarımızdan çıkararak kişisel net değer hesabımızı yapabilir, bu oranı görebiliriz.
Sigortalılık: Kaza, hastalık gibi herhangi bir beklenmedik duruma ekonomik olarak hazır olmak finansal sağlığı yükseltiyor.
Taşınmaz varlıklar: Gayrimenkul ve yatırımlarla kendimizi ne kadar güvenceye alabildiğimiz de finansal sağlık skorumuzu yükselten kriterlerden.
Finansal sağlığımızı nasıl iyileştirebiliriz? Sık karşılaşılan mali sorunlardan hareketle adım adım finansal sağlığımızı iyileştirmenin yollarına bakalım.
Farkındalık kazanmak: Gelirimiz ne? Ne kadar borcumuz var? Giderlerimiz hangi kategoride yoğunlaşıyor? Bunları belirledikten sonra diğer adımlara geçebiliriz.
Kontrollü harcamak: Aslında kısaca gereksiz harcamalara "dur!" demek. Harcama yapmadan önce kendimize "buna gerçekten ihtiyacım var mı?" diye sormamız gerekiyor.
Küçük küçük biriktirmeye başlamak: Birden hızlı bir tasarruf diyeti yapmak yerine ufak ufak biriktirmeye başlayarak finansal sağlığımızı iyileştirebiliriz.
Gerektiği kadar borçlanmak: Geliri ne olursa olsun herkesin bir birikim potansiyeli vardır. Biriktirmeye ufak meblağlarla da başlayabiliriz. Birikim tutarınızı banka hesabımızdan belirleyebilir, takip edebiliriz.
Doğru borçlanmak: Borçlanmak kötü değildir! Ancak burada dikkat edilmesi gereken, ödeyebileceğimiz meblağlarda ve gerekli olduğu zamanlarda borçlanarak, finansla durumumuzu yoluna sokmaktır.
Gelir arttıkça daha fazla harcamamak: Gelirimiz arttıkça aynı oranla daha fazla harcarsak, artan geliri doğru değerlendirmemiş oluruz. Gelirimiz arttıkça birikim oranımızı artırmalıyız. Bu şekilde kısa sürede finansal sağlığımızı kazanabiliriz.
Finansal sağlığımızı negatif etkileyen unsurlar, aslında hemen hemen hepimizin yaptığı mali hatalardır. Bu hatalar da çoğu zaman yeterli finansal bilgimizin olmamasından kaynaklanır. Sıklıkla yapılan finansal hatalar şunlar:
Aşırı harcama yapmak: Küçük büyük fark etmeksizin, ihtiyaç duyulandan daha fazla harcama yapmak bu hataların başında gelir.
Tasarruf planı yapmamak: "Hangi harcamadan kısabilirim?" sorusunu sormamak, uzun vadede birikim ve tasarruf yapamamamıza neden olur. Bunun önüne geçmek için kendimize bir gelir-gider tablosu hazırlayabilir ve giderlerimizin arttığı alanlardan nasıl tasarruf edebileceğimizi değerlendirebiliriz.
Borçları bitirmeden yeni borç yapmak: Bir borcu sıfırlamadan yeni bir borca başlamak her iki borcu da ödeyemememize neden olur ve bizi finansal olarak zor duruma sürükler.
Yatırım yapmamak: Maddi durumumuz iyi olsa da yatırım yapmayı akıldan çıkarmak ve geleceği dönük hareket etmemek.
Finansal sağlık analizimizi yaptıktan ve onu nasıl iyileştirebildiğimize dair bilinçlendikten sonra, şimdi sıra kişisel finans yönetimine geliyor. Bu farkındalıkla kendimize kısa ve uzun vadeli finansal hedefler belirleyebiliriz. Kişisel finans yönetiminin 3 temel adımı bulunuyor:
Keşfet (Analiz)
Burada temel mesele aylık harcama kalemlerimizi belirlemek. Faturalar, kira, market alışverişi, ödenmesi gereken diğer borçlar gibi ne kadar giderimiz varsa bir listesini çıkarmalıyız.
Planla
Belirlenen tutarı aylık toplam gelirimizden çıkarıyoruz. Sabit harcama kalemlerine sadık kalarak bütçemizin dengede kalmasını sağlayabiliriz. Böylece planda olmayan harcamalara karşı hazırlıklı oluruz.
Takip Et
Gelir gider, varlık, borç ve nakit akışı bilgilerimizi haftalık ve aylık, yani düzenli olarak takip etmeliyiz. Güncel durumumuza göre, artan varlıklarımızı birikim veya tasarruf amacıyla değerlendirebiliriz.
Finansal okuryazarlık bilginizi geliştirmeye devam etmek için blog'umuzu takip etmeye devam edin!
___________
Burada yer alan yazılar, finansal bilgiler, birikim ve tasarruf önerileri, genel yorum ve tavsiyelerden oluşmakta olup yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım, birikim ya da tasarruf kararı verilmesi ve hareket edilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.