Bu Girişim Dünyayı ‘Yeniliyor’: Bir Güneş Paneli 8 Bin Ağaca Eşit

Dünyaya ve geleceğe iyi bakmak fikrinden, doğal kaynaklarımızı korumaktan bir hayli ‘elektrik alıyoruz’ değil mi? Peki ya enerjisini hayallerinin peşinden koşmak için kullanan girişimcilerden? O halde sizi sürdürülebilir enerji alanında fark yaratan, çalışmalarıyla ilham veren bir kadın girişimciyle tanıştırmak istiyoruz: Aysun Aktaş Akdoğan. Yenilenebilir enerjiye duyduğu heyecanla, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak adına 2015 yılında ACS Enerji’yi kurdu, güneş paneli üretmeye başladı. 2019’da o zamana kadar yurt dışından ithal edilen esnek güneş paneli üretimini ilk kez Türkiye’de gerçekleştirmeyi başardı. Sınırları da aştı, kısa sürede ihracata başladı. Güneş enerjili sistemlerin uygun fiyatlı, herkes için ulaşılabilir, güvenilir olmasını hedefledi. Mesela ACS Enerji’de üretilen 200MW’lık (megawatt) bir güneş paneliyle yılda yaklaşık 8 bin ağaca eş değer karbonun tutulduğunu biliyor muydunuz? Üstelik Akdoğan sadece dünyaya iyi bakmakla kalmadı, giderek genişlettiği girişiminde yüzde 55 oranında kadın istihdamına ulaştı. Teknolojik gelişmeleri yakından takip etti, tüm üretim hattını dijitalleştirdi.

Gezegen için, kendi alanı için böylesi bir artı değer yaratan Aysun Aktaş Akdoğan, Ekonomist dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle düzenlediğimiz ‘Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda 2021 finalistlerimizdendi. 2022’de ise ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcisi’ seçildi. Akdoğan ile girişim yolculuğunu, yenilenebilir enerjinin gerekliliğini, kadın girişimci olmayı, dijitalleşmeyi, kısacası her şeyi konuştuk. Şimdi söz kendisinde…

Doğal, alternatif, çevre dostu

Sizi doğa dostu yenilenebilir enerji sektörüne iten, bu alanda bir şeyleri değiştirmeye karar vermenizi sağlayan şey neydi? ACS Enerji nasıl doğdu?

İklim krizinin etkilerine her geçen gün daha fazla maruz kalıyoruz. Çevresel sorunlara karşı duyarlı olmam, teknolojik gelişmelere ilgi duymam, yenilenebilir enerjinin sürekli gelişen bir sektör olması nedeniyle bu sektörde ilerlemeye karar verdim. Öngördüğüm fırsatları hayata geçirme konusunda yetkinliğe ulaştığımda işimi kurmak için gerekli adımları atmaya başladım ve ACS Enerji’yi kurdum.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemli özelliği, karbondioksit emisyonlarını azaltarak çevrenin korunmasına yardımcı olmaları. Bunun yanı sıra yerli kaynaklar oldukları için enerjide dışa bağımlılığın azalmasını sağlar.

Yenilenebilir enerji kaynakları denince ne anlamalıyız? Neden bu kadar önemli?

Yenilenebilir enerji kaynakları güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal, biyokütle, hidrojen, dalga, gel-git gibi doğa tarafından daimî olarak takviye edilebilen enerji kaynaklarıdır.

Doğal olarak varlığını sürdürdüğü için alternatif ve tükenmeyen enerji kaynaklarıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemli özelliği, karbondioksit emisyonlarını azaltarak çevrenin korunmasına yardımcı olmaları. Bunun yanı sıra yerli kaynaklar oldukları için enerjide dışa bağımlılığın azalmasını sağlar.

Sürdürülebilirlik hedefleri

Çevresel ayak izine dair bir röportajınızda şu bilgiyi veriyorsunuz: Ürettiğiniz 200MW güneş paneliyle yıllık yaklaşık 8 bin ağaca eş değer karbonu tutarak küresel ısınmanın azalmasına katkıda bulunuyorsunuz. Bu muhteşem bir etki, bunun gibi başka somut verileriniz, gerçekleştirmek istediğiniz sürdürülebilirlik hedefleriniz var mı?

Hızla tükenmekte olan fosil yakıtlar ve bu enerji kaynakların kullanılması sonucunda ortaya çıkan çevre sorunları yenilenebilir enerjinin önemini artırıyor. Her bireyin yaşam kalitesini birincil derecede etkileyen bu durumun farkında olup, ülkemizin güneş enerjisi potansiyelini yükseltmeye çalışıyoruz.

Güneş enerjili sistemlerin yaygınlaşması; uygun fiyatlı, herkes için ulaşılabilir, güvenilir olmasını sağlamak sürdürülebilirlik hedeflerimizden birisi. Bunu sağlamak için güneş panellerinin verimliliğini artıracak teknolojiler üzerine Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Üretim teknolojilerini sürekli iyileştirerek, maliyet avantajları yaratmaya ve herkes için ulaşılabilir olmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Türkiye’de ilk defa esnek güneş paneli üretimini siz gerçekleştirdiniz. Yenilenebilir enerji alanında başka ne gibi çözümleriniz mevcut?

Esnek güneş paneli teknolojisiyle kolay monte edilebilen, hafif ve ergonomik bir güneş paneli ürettik. Bu ürünü, kullanım alanlarına göre özelleştirebiliyoruz. Örneğin marin sektörünün ihtiyacı olan güneş panelleri temelde elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamaya yönelik üretilse de deniz tuzuna karşı dayanıklı olması daha büyük önem teşkil ediyor. Bu bağlamda sektörel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş paneller üretiyoruz.

Yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji üretilmesinin yanı sıra bu enerjinin depolanması ve kullanılabilir hale dönüştürülmesi de önemli. Bu konuda; akü, inverter gibi tamamlayıcı ürünleri de sağlıyoruz.

 

Çağımızın gerekliliği: Dijitalleşme

Ar-Ge’ye, teknolojiye çok önem veriyorsunuz. Fabrikanızın üretim hattını dijitalleştirerek Endüstri 4.0 standartlarına taşıdığınızı biliyoruz. Enerji dediğimizde teknoloji sizin için ne ifade ediyor? Girişimcilerin dijitalleşmeyi özellikle gündemine alması neden gerekli?

Üretim sürecinin insan gücüne bağlı olması, standart hızda ve kalitede olmayan ürünlerin üretilmesi, üretimdeki makinelerin birbiriyle haberleşmemesi, oluşan arızaların önceden tahmin edilememesi gibi nedenlerden dolayı ihtiyaç duyduğumuz ‘Güneş Paneli Üretim Hattının Dijitalleşmesi’ projemizi hayata geçirdik ve endüstri 4.0 standartlarında üretime başladık. Verimi artırma, maliyetleri düşürme ve uluslararası kalite standartlarında üretim yapmanın yanı sıra rekabet gücümüzün de artmasını sağladık.

Enerji, maliyetlerin yüksek olması nedeniyle çok değerlidir. Enerji kayıplarını en aza indirmek ve verimliliği artırmak için verilerin dijital ortamda toplanması ve değerlendirilmesi gerekli. Teknolojik araçları kullanmak daha verimli çalışmayı, daha yaratıcı olmayı, hedefe odaklanmayı sağlıyor. Bunu çok kısa sürede yapıyor ve zamandan tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda tüm süreçleri bütüncül olarak değerlendirmemize imkân tanıyor. Girişimcilerin dijitalleşmeye kaynak ayırması çağımızın gerekliliği. 

‘İşlere cinsiyetçi bir kimlik yüklemiyoruz’

Biraz da iş yapış tarzınızdan konuşmak istiyoruz. Çalışanlarınızın yarısının kadın olduğunu biliyoruz. Kendi girişimini Türkiye sahnesine taşıyan bir kadın olarak, çalışma hayatında cinsiyet eşitliğine ve kapsayıcılığa dair neler söylemek istersiniz?

Erkeklerin ezici çoğunlukta olduğu enerji sektöründe kadın bir sanayiciyim. Kadından beklenen geleneksel roller gereği, kadınların ailesi ve kariyeri arasında kalması iş hayatında ilerlemesini ne yazık ki zorlaştırıyor.

Çalışma hayatında kadın-erkek eşitliğini savunuyorsak, öncelikle kendi işyerimizde kadın-erkek fırsat eşitliğini sağlamamız gerekiyor. Biz şirketimizdeki işleri, kadın işi-erkek işi olarak ayırmıyoruz. İşlere cinsiyetçi bir kimlik yüklemiyoruz hiçbir zaman. Sürdürülebilir bir işgücü oluşturmak için şirketin tüm kademelerinde kadın ve erkeklere aynı kariyer imkânları sunmaya, çalışma koşullarını eşit olarak geliştirmeye, ‘eşit işe eşit ücret’ politikası yürütmeye çalışıyoruz. Kadın yöneticilerin sayısının artmasıyla bu kültürün daha da genişleyeceğine inanıyorum.

Sizin gibi kadın girişimcilere tavsiyeleriniz ne olur?

İçsel motivasyonlarını yüksek tutsunlar. Hata yapabilirler, başarısız olabilirler ama vazgeçmesinler. Nerede hata yaptıklarını tespit edip gerekli aksiyonları alıp, ilerlesinler. Yaptıkları işin güncelini, globalde takip etsinler.

 

‘Kitlelerin bildiği bir başarı hikâyemiz var artık’

Türkiye’nin Kadın Girişimcisi seçilmek size neler hissettirdi? İşinizi ne yönde etkiler sizce?

Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması prestijli bir yarışma ve bu yarışmada birinci olmak benim için çok kıymetli. “Hak ettin Aysun!” cümlesini duymak çok değerliydi, iş hayatında yaşadığım tüm zorlukları unutturdu diyebilirim.

Türkiye’nin Kadın Girişimcisi seçilmek hem benim hem ekip arkadaşlarımın motivasyonunu artırdı. ACS Enerji ekibi olarak kitlelerin bildiği bir başarı hikâyemiz var artık. Network’ümüz daha da genişlemeye başladı. Kadınların iş hayatında güçlenmesi için yaptıkları çalışmalardan dolayı Garanti BBVA, KAGİDER ve Ekonomist dergisine bir kez daha teşekkür ediyorum.