Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Sürdürülebilir Yaşam, çevrenin yalnızca bir ham madde kaynağı olarak görülmediği, ekonomiyi ve toplumsal refahı da içine alan bütünlüklü bir yaşam anlayışıdır.
Kökeni Latincedeki “Sustinere” kelimesinden gelen “Sürdürülebilirlik”(Sustainability) kelimesi, ilk olarak çevre bilincini akıllara getirse de esasında sürdürmek, devam ettirmek, desteklemek, sağlamak, var olmak gibi anlamlar içeriyor. Sürdürülebilirlik, bugün artık sadece doğayla ilgili olmayıp ekonomik ve sosyal yaşamı da kapsayan geniş bir kavram.
Sürdürülebilir Yaşam, çevrenin yalnızca bir hammadde kaynağı olarak görülmediği, ekonomiyi, toplumsal refahı da içine alan bir yaşam anlayışıdır. Bu kavram, doğayı, ekonomiyi ve toplumu birbiriyle bağlantılı kümeler olarak ele alır. Bunların birbiriyle olan ‘’yenilenebilir’’ etkileşimi, yaşamın da sürdürülebilirliğini artırır. Örneğin gelişmiş, sürdürülebilir bir ekonomimiz olsun istiyorsak, doğal kaynaklarımızın da sürdürülebilir niteliklerinin korunması gerekir. Çünkü ekonominin sürdürülebilirliği için ham maddelerin tükenmemesi, kendilerini yenileyebilmeleri gerekir
Sürdürülebilir Yaşam Terimleri
Sürdürülebilirliğin bugün, doğadan finansa, mimariden ulaşıma kadar pek çok alanı içine aldığını bildiğimize göre, bu tanımı yansıtan terimleri bilmek, günlük yaşamdaki sürdürülebilir uygulamalar konusunda bilinçlenmemizi sağlayabilir.
Beşikten beşiğe: Üretim sürecinde oluşan atığın sıfıra indirilmesini esas alan, doğa dostu üretim anlayışı. Bu yöntemde ürünler doğaya zarar vermeden üretilir, dönüştürülür ve tekrar kullanılır.
Bugün yaygın şekilde tam tersi bir üretim anlayışı hâkimdir. Endüstriyel bir ürün, doğal kaynakların çıkarılması ile elde edilir ve bu ürün yaşamını tamamladığında çöp olarak, atık olarak doğaya döner. Buna da Beşikten Mezara denmiştir. Sürdürülebilirlik, Beşikten Beşiğe işlevselliğini esas alır.
Döngüsel ekonomi: Endüstriyel iktisat pratiklerinde; üretim, tüketim ve imha aşamaları yerine, dönüşümü ve sürekliliği esas alan ekonomi terimidir. Endüstriyel üretim özelinde, malzeme ve enerjinin tekrar kullanılabilmesi, bir döngüsel ekonomi örneğidir.
Ekolojik ayak izi: İnsanların yemek, barınma, ısınma gibi ihtiyaçlarını karşılamak amaçlı yeryüzü kaynaklarından ne kadar yararlanıldığını ölçmek için yapılan hesaplamadır.
Hesaplama formülü şöyledir:
Ekolojik Ayak İzi (Hektar) = Tüketim x Üretim Alanı x Nüfus
Tarım alanları, otlaklar, ormanlar, denizler gibi tüketim bölgelerinin ne kadar kullanıldığı tüketim alanını verir. Tüketilen suyun miktarı, kullanılan elektriğin miktarı, tüketilen kerestenin ağırlığı gibi etkenler, üretim ölçüsünü verir. Belirli bir alandaki doğal kaynakları tüketen insan sayısı ise nüfus rakamını ortaya çıkarır.
Ekosistem: Belirli bir alandaki canlı ve cansız varlıkların birbiriyle olan etkileşimine denir. Diğer bir deyişle, bitkiler, hayvanlar, hava, toprak ve güneşin birbiriyle olan etkileşimine verilen genel addır.
Ekolojik tarım: Toprak, su ve havayı kirletmeden, çevre, hayvan ve insan sağlığını koruyan, kimyasal ürün kullanılmadan gerçekleştirilen tarım uygulaması.
Eko-verimlilik: Ürün geliştirme özelinde firmaların çevreye katkı performanslarını içeren tanım. Üretimde ham madde kullanımın azaltılması, atık azaltılması, çevreye duyarlı tasarım gibi uygulamaları kapsar.
Ekolojik vatandaşlık: Gelecek nesilleri ve insan dışındaki canlıları esas alarak, tüm vatandaşlık görev ve yükümlülüklerinin bilincinde olan bireylere denir. Ekolojik vatandaşlık, belirli bir ülkeye, mekâna ve zamana ait olmaktan çok, tüm doğal yaşamın sorumluluğunu kapsayan bir kamu bilincine sahip olmayı önerir.
Karbon ayak izi: Bir ürünün üretim sürecinde çevreye bıraktığı tüm etkinin toplamıdır. Üretilen sera gazı miktarı üzerinden insan faaliyetlerinin doğaya verdiği verdiği zararın ölçüsünü ifade eder.
Her insanın ulaşım, ısınma, enerji tüketimi veya aldığı herhangi bir üründen dolayı atmosfere yayılan sera gazlarının, karbondioksit eşdeğerinden ölçümüne denir. Arabalarımızın harcadığı yakıt, evimizde kullandığımız elektrik gibi doğaya bıraktığımız her etki, karbon ayak izimizi oluşturur.
Kompost: Bazı gıda atıklarının, dal, ağaç parçalarının çürütülerek tekrar toprağa verilmesini içeren doğal gübre yöntemi. Bu gübreyle toprağın iyi hava alabilmesi ve zenginleştirilmesi amaçlanır. Genelde gıda israfının önüne geçmek için tercih edilir.
Mikroplastik: Ağırlıklı olarak petrol türevli, suda çözünebilir nitelikte olmayan, 5 mm'den küçük, çevrede kirliliğe sebep olan polimerik parçacıklar.
Paylaşım ekonomisi: İnsanların sahibi oldukları fakat kullanmadıkları (veya o sırada kullanmadıkları) bir ürünü/hizmeti karşılıklı olarak veya karşılık beklemeden başkalarıyla paylaşmasına dayanan ekonomi türü. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan BlaBlaCar, Airbnb, Kickstarter gibi platformlar Paylaşım Ekonomisine örnek olarak gösterilebilir.
Permakültür: Doğayı gözlemeye dayanan, yaşam alanlarının, doğal ekosistemleri örnek alarak dengeli, tutarlı ve dirençli olmasını sağlayacak şekilde tasarlanmasını içeren görüş.
Permakültür tanımı, genel olarak yeryüzüne özen gösterme, insanların gıda, barınak, eğitim, ve mutlu ilişkilere sahip olmaları için gerekli kaynakları sağlamayı görev edinir.
Sera gazı: Atmosfer içinde yer alan kızılötesi ışınları absorbe ederek, atmosferin daha fazla ısınmasına neden olan gazlara verilen addır.
Enerji ihtiyacı için kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlarının kullanımı, ormanların azalması, sentetik gübre kullanımı gibi insan kaynaklı faktörler, sera gazının atmosfere yayılmasının başlıca nedenlerinden biridir. Atmosferdeki sera gazının artış göstermesi ise küresel ısınmayı hızlandırır.
Sürdürülebilir kent: Sürekliliği koruyarak değişimi sağlamanın amaç edinildiği, sosyoekonomik düzenlemelerin, çevre ve enerji tüketimi ile ilgili endişelerle uyumlu olduğu kent türleri. Kentlerdeki altyapı sorunlarının çözülmesi, biyolojik çeşitliliğin korunması ve kentin ‘’yaşam alanı’’ olarak varlığını sürdürebilmesine katkıda sağlamak amaçlanır.
Sürdürülebilir kalkınma: Bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek kuşakların da aynı ihtiyaçlardan aynı oranda faydalanabilmesini esas alan kalkınma modelidir. Üretirken kaynakları yok etmemek esas alınır. Sürdürülebilir Kalkınma, aşırı yoksulluğa son vermek, adaletsizlik ve eşitsizlikle mücadele etmek, iklim değişikliğini önlemek gibi evrensel sorunları da odağına alır.
Sürdürülebilir ulaşım: Trafik yoğunluğu, bundan dolayı oluşan hava kirliliği ve enerji tüketiminin asgari seviyede tutulmasını öneren, sürdürülebilir ulaşım planlamasını esas alan tanım. Akaryakıt olarak biyoyakıt kullanmak, akıllı ulaşım sistemleri, bisiklet yolları ve hibrid/elektrikli araçların teşviki, Sürdürülebilir Ulaşım uygulamalarından bazılarıdır.
Yavaş şehirler (Cittaslow): Günlük yaşamın hızını düşürmeyi esas alarak, hayattan keyif alabilecek bir hızda yaşamayı öneren ve bunun şehir yaşamına uyarlanmasını esas alan öneri. Aşırı tüketim odaklı bir yaşamın, insanlara huzur getirmediğini ve aceleci bir yaşamı tetiklediğini ön gören bu görüş, yeni ve huzurlu bir yaşam biçimi için yapılması gereken kentsel değişiklikleri kapsar. Şehirlerdeki kültürel çeşitliliği ve çevreyi korumak, insan yerleşimlerindeki tek tipleşmenin önüne geçmek, insanların birbiriyle daha fazla iletişime geçmesini sağlamak gibi amaçlar benimsenir. Eğirdir, Gerze, Mudurnu, Seferihisar, Türkiye’nin Cittaslow şehirlerinden birkaçıdır.
Yeşil pazarlama: Üretim, promosyon, fiyatlandırma ve dağıtım aşamasında çevreye uyumlu stratejilerin güdüldüğü pazarlama çeşidi. Değer odaklı üretim, diğer insanların veya tüketicilerin hayatını riske atmayan ürün politikası, hayvanlara zarar vermemek gibi bazı temel sürdürülebilirlik esaslarını kapsar.
Yeşil iş: Çevresel sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı, iş stratejisinde sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanan, çevreye zarar vermeyen uygulamalar düzenleyen işletmelere denir. Doğada çözülebilen ambalaj kullanımı, enerji tasarrufu yapmak, iş yerinde çevre dostu temizlik malzemelerinin kullanımı, kâğıt israfının önüne geçmek gibi uygulamalar yeşil iş prensipleridir.