Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Günümüzde girişimcilik kavramı, amacına ve uygulama alanlarına göre birden fazla anlama gelse de, son yıllarda sosyal girişimcilik projelerini daha sık duymaya başladık. Bunun bir nedeni sosyal konularla ilgili çözüm arayışlarına daha fazla ihtiyaç duymamız olabilir.. Peki bu iki girişim türünü birbirinden ayıran şey nedir? Her iki girişimi de kısaca tanımlayarak anlamaya başlayalım.
Girişim nedir, girişimci kime denir?
Girişimciliğin birçok tanımı yapılmasına karşın en genel tabiriyle bu kavram, çeşitli işleri yapmanın yeni ve daha iyi yollarını bulmayı, kâr sağlamayı ve bu amaçla insanlara yarar getiren projeler geliştirmeyi tanımlar. Bu itici güçle harekete geçen, fikir üreten, alternatif yollar arayan, hedefe göre fırsat kovalayan ve risk alan kişilere ise girişimci denir.
Ticari girişimcilik
En genel anlamıyla, bildiğimiz, yeni bir iş kurmaya dayalı girişimciliktir. Girişimciye kâr ettirirken ülke ekonomisinde büyümeyi de sağlar. Yeni girişim fırsatlarından, yeni fikir ve inovasyondan, yeni ürünlerden, ham maddelerden, pazardan yararlanmak amaçlanır. Ticari girişimcilik, ağırlıklı olarak kâr etmeye odaklanır bununla birlikte üretilen iş sonucunda topluma katma değerli mal ve hizmetler de sağlanmış olur.
Sosyal girişimcilik
Öncelikli hedefi sosyal fayda ve etki yaratmak olan, kar etmeyi bu amaca ulaşmak için araç olarak benimseyen girişimcilik türüdür. Sosyal girişimcilikte, çevre sorunları, barınma hakları, işsizlik gibi hemen her sosyal problemin çözümü için bir proje üretilir. Ticari girişimcilik gibi sosyal girişimcilikte de bir sermayeden söz etmek mümkün ancak bu girişimcilik, girişimciye kâr getirse de öncelikli olarak toplumsal fayda odaklı olmak ister. Bu çerçevede elde edilen gelir, tekrar ilgili sosyal hedefi gerçekleştirmek için kullanılır. Sosyal girişimler, daha çok temel insan hakları çerçevesinde geliştirilir ve stratejik odak noktaları, sosyal değer ortaya çıkarmak için yeni fırsatlar tasarlamak, ilgili sosyal sorunun çözümü için yeni kaynaklar aramaktır.
Bu konuya örnek olarak Garanti BBVA Partners'ın 2020 yılı girişimlerinden olan OTTAN’ı gösterebiliriz. Meyve-sebze kabukları, dökülen yapraklar gibi organik atıklardan sürdürülebilir üretim yöntemleriyle ileri dönüştürülmüş, estetik ürünler üreten ve satışa sunan girişim, sürdürebilirliğe katkı sağlarken gelir elde ediyor. ‘’Tüketmeden üretmek’’ mottosuna sahip çıkan OTTAN, tek bir ağaca bile zarar vermeden eşya üretmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor.
Ticari girişim ile sosyal girişim arasındaki farklar
Ticari ve sosyal girişimlerin birbirinden ayrıldığı noktaları yukarıda kabaca belirttik aslında. Fakat her iki girişimin ‘kâr’ sağlama biçimleri üzerinden ayrıldığı yerleri iyice belirginleştirmenin, temel farkları daha anlaşılır kılacağını düşünüyoruz.
Pazar odaklı - misyon odaklı
Ticari girişimler ve girişimciler pazara odaklanırlar; piyasanın dalgalanmasına göre hareket ederler ve girişimin değer yaratıp yaratmayacağını aslında piyasa belirler. Oysa sosyal girişimleri hareket ettiren motive gücü, üstlendikleri sosyal misyon ve örgütlenme yapısıdır. Yani her bir yeni kararı buna göre alırlar. Bir ticari girişimde elde edilen kâr, paydaşlara dağıtılırken, sosyal girişimde elde edilen kâr, daha çok amaçlanan sosyal misyonda kullanılır.
Sonuç ölçümünde ağırlık hangisinde: Toplumsal yarar - maddi yarar
Bu iki girişimcilik türü, sonuçların nasıl ölçüldüğü ile de birbirinden ayrışır. Örneğin ticari girişimler, adından da anlayacağımız gibi daha çok maddi değerle ölçülür. Yani bir ticari girişimin başarısı, ne kadar karlı olduğuyla, hedeflenen başarı faktörlerine ne kadar yaklaşıldığıyla ölçülür; girişimin pazar payı, ilgili firmanın piyasa değeri, net kâr, müşteri memnuniyeti gibi kriterler belirleyici olur. Öte yandan sosyal girişimcilikte temel kriter, en başından belirlenen sosyal amaca ne kadar yaklaşıldığı, hatta ulaşılıp ulaşılmadığıdır. Yani bir sosyal girişimin değeri, istenen sosyal değişimin, etkinin yaratılmasıyla ölçülür. Nicel olmayan, daha soyut belirtilerin olduğu bu sonuçları ölçmek, ticari girişimlere göre daha zordur ve zaman ister. Bu nedenle sosyal girişimlerin ticari girişimlere oranla daha az başarı getirdiği gibi bir yanılgı ortaya çıkmıştır.
İnsan kaynaklarına yaklaşım farkları
İnsan ve mali kaynakların nasıl yönetildiği, ticari girişim ile sosyal girişimin arasındaki en belirgin farklardan biridir. Ticari girişim, rekabet odaklı piyasada var olması nedeniyle, kaynak yönetimine de rekabet odaklı yaklaşacaktır. Yani insan kaynakları özelinde konuşacak olursak, ticari girişimciler, rekabete dayanıklı ve daha fazla gelecek vaat eden kişileri istihdam eder, buna göre bir ödeme planı çıkarırlar. Çalışanlar ne kadar rekabetçi olurlarsa o derece ödüllendirilenler. Sosyal girişimlerin insan kaynaklarında ise tam zamanlı çalışanlar yer aldığı kadar yarı zamanlı ve gönüllü çalışanlar da yer alır. ticari girişimlere kıyasla çalışanlara verilen ücret daha azdır. Girişimin kaynakları daha kısıtlıdır çünkü gelirler, çalışanlardan çok ilgili sosyal yarar projesine harcanır. Dolayısıyla, finans ve insan kaynağı yönetimi özelinde sosyal ve ticari girişimciler arasında büyük bir fark vardır.
Elbette farklılıklar olduğu kadar benzerlikler de mevcuttur. Örneğin her iki girişim türünde de fırsat ve yenilik kovalamanın yanı sıra, amaçlananı gerçekleştirmek için başkalarını ikna etmeye ihtiyaç duyulur. Her iki girişimde de bir sonuca ulaşmak için risk alınması gerekir. Ayrıca unutmayalım, sosyal girişim, aslında ticari girişimin bir alt dalıdır. Sosyal girişimin asıl odağı, sosyal sorunları çözmek, o sorunlar için kaynak aramak ve gelir elde etmektir. Yani projenin sürdürülebilir olması için sosyal girişimin de kâra odaklanması gerekir. Öte yandan ticari girişim de tıpkı sosyal girişim gibi insanların ihtiyaçlarını karşılayıp, iyi hizmetler sunduğu için aslında yarara odaklanır; örneğin Facebook veya Google gibi ticari girişimlerin, bugün insanlığa büyük katkısı olduğu yadsınamaz bir gerçek. Sonuçta her iki girişim tipi de ekonomiye ve toplumsal hayata fayda sağlar, fakat uygulama yöntemlerine ve koyulan hedef farkına göre bu katkıların hangi noktada ağırlaştığı değişkenlik gösterir.
Kaynak: