Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Dingin ve huzurlu yaşam prensipleriyle öne çıkan İskandinav kültürü, şimdilerde dünyada büyük etki uyandıran bir mutluluk felsefesi ile revaçta: Lagom.
İskandinavların Hygge, Lykke gibi rahat ve mutlu yaşam felsefelerinin yanına son yıllarda bir de Lagom felsefesi eklendi. İsveç dilinde ‘’ne çok ne az’’ anlamına gelen Lagom, dengeli bir yaşam düşüncesini tanımlıyor. Linnea Dunne’nin Lagom: İsveçlilerin Dengeli Yaşama Sanatı adlı kitabı sayesinde bütün dünyada yaygınlaşan bu yaşam tarzı, ihtiyaçtan fazlasını tüketmemeyi, paylaşmayı ve dayanışmayı temel alıyor. Bu felsefeden ilham alarak finansal planlarımıza yön verebilir, sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabiliriz. Lagom felsefesinin neyi ifade ettiğine ve bunu tasarruf planımıza nasıl uydurabileceğimize hep birlikte bakalım.
Lagom felsefesi nedir?
Viking dilindeki ‘’laget om’’ (Tek seferde içilebilecek yudum) kelimesinden türeyen Lagom, İsveç’te aynı zamanda bir ölçü birimi olarak da kullanılıyor. ‘Ne çok ne az’ anlamına gelen kelimenin Türkçedeki karşılığı ise ‘tam kararında’. Abartılı harcamalardan uzak durmayı, küçük şeylerle mutlu olmayı, paylaşmayı ve yardımlaşmayı öneren Lagom felsefesinin İsveç’de nasıl ortaya çıktığına bakmak içinse 1600’lü yıllara kadar gitmemiz gerekiyor. O yıllarda Batı Avrupa’da oluşan gıda krizinden etkilenen İsveç halkı, kralın emriyle daha tasarruflu bir yaşama geçmeye karar verir; artık halkın elinde bulunan buğday, patates gibi gıdalar tek bir yerde toplanacaktır. Bu şekilde kıtlık dönemi boyunca herkese yeterli ve orantılı miktarda gıdaya ulaşabildiği İsveç’te zamanla minimalist ve tutarlı yaşam anlayışı gelişir.
Linnea Dunne’nin Lagom: İsveçlilerin Dengeli Yaşama Sanatı kitabında Lagom felsefesinin temel adımları sıralanıyor. Lagom’la gelen ‘sadeleşmeyi’ benimsemek için bu ilkelere dikkat edebilirsiniz:
Lagom felsefesi ile tüketim alışkanlıklarımızı nasıl değiştirebiliriz?Bu kadar sade ve kararında bir yaşam öğütleyen bir felsefenin, tüketim alışkanlıklarımıza yön verebileceğini de söyleyebiliriz. Çünkü aslında Lagom düşüncesinin aşırıya ve fazlalığa olan vurgusu, daha çok tüketimle ilgili. Bu felsefenin bize getireceği sade yaşam sayesinde, harcamalarımızı dengeleyebilir, sürdürülebilir bir yaşam tarzına geçiş yapabiliriz. ‘Kararında harcama’ prensibini öneren bu yaşam tarzıyla bütçemizi daha iyi yöneterek hem tasarruf yapabilir hem de gelecek planlarımıza yön verebiliriz. Bunu yapmak için iş yaşamı, ev yaşamı gibi belirli konularda sadeleşmek değil, yaşamımızın her alanında sadeleşmeyi benimsememiz gerekiyor. Peki bunu nasıl başaracağız?