Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
İzlediğiniz felaket filmlerini hatırlayın. Dünyanın geleceğine dair yaşanacakları fragmanda görmüştünüz, şimdi adım adım ekranda korkulan senaryonun gerçekleşmesini izliyorsunuz. Oysa doğaya gereğinden fazla müdahale ettiğimiz konusunda o kadar uyarı vardı, nasıl ciddiye almazlardı diye hayali karakterlere kızıyorsunuz. Filmlerin genelde bize mutlu sonlar vadettiğini bilseniz bile içinizi bir sıkıntı kaplıyor değil mi? İşte iklim krizi senaryosu da aynen böyle gözlerimizin önünde gerçekleşiyor. Giderek yıkıcı hale gelen, yoğunlaşan etkilerini doğrudan görmek bir yana artık bizi psikolojik olarak da etkiliyor.
İklim değişikliğinin su, toprak ve hava kirliliği, gıda kıtlığı veya hastalıkların yayılması yoluyla fiziksel sağlığımızı etkileyebileceğinin zaten farkındaydık. Ama bu psikolojik boyut nasıl ortaya çıktı? Neden yaşanıyor? Gelin bu rahatsızlıkların en yaygın görülen türlerinden biri olan ‘eko anksiyete’ye mercek tutalım ve durumu anlamaya çalışalım.