Yarının İş Dünyasında Var Olabilmenin Yolu: Farkındalık

Sürdürülebilir dünyaya olan ihtiyacımız arttıkça sosyal girişimcilik, etki girişimciliği gibi kavramlar da günlük hayatımızda daha fazla öne çıkıyor. Bu da bizleri sosyal girişimcilere ve bu girişimcileri toplumsal fayda odaklı yaratıcı proje üreten kişilerle bir araya getiren kurumlara götürüyor. Bu ekosistemi sağlayan kurumlardan biri de Impact Hub.

 

Impact Hub dünyayı daha yaşanabilir bir yer hâline getirecek ve değişime öncülük edecek, toplumu ileriye taşıyacak girişimcileri, liderleri ve kurumları güçlendirmeyi hedefliyor. Kadın istihdamından mültecilerin entegrasyonuna, gıda-tarımdan eğitim teknolojilerine, akıllı şehirlerden plastik yönetimine kadar oldukça geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Biz de Impact Hub Eş Kurucuları Ayşe Sabuncu ve Semih Boyacı ile sosyal etkiyi hedefleyen bir girişimin ABC’sini, Türkiye’de ne durumda olduğumuzu ve geleceğe nasıl bakmak gerektiğini konuştuk.

 

Sosyal girişim havuzu nasıl büyür?

Impact Hub nasıl bir oluşum? Sizi bir araya getiren başlıca amaçlar nelerdir?

Impact Hub Istanbul; sosyal girişimcilerin ve toplumsal fayda odaklı yaratıcı proje üretenlerin buluştuğu global bir ağın Türkiye ayağı. Burada üyelerimize ve sosyal etki ekosistemine yönelik hızlandırma programları ve tematik etkinlikler düzenliyoruz. Ayrıca çeşitli ortak çalışma, toplantı ve etkinlik alanları sunuyoruz. Impact Hub İstanbul için; kurumlar, fonlar, akademi ve girişimciler arasında bir köprü görevi görüyor diyebiliriz.

 

Tasarladığımız her içerik ve kurguladığımız her proje iletişiminin nihai amacı; sosyal etki odaklı girişim konusunda farkındalık yaratmak ve hem girişimcilerin hem de yatırımcıların ilgisini bu alana çekmek. Sosyal girişimcilere yatırım yapacak kişi ve kurumlar olmazsa, sosyal girişim havuzu büyüyemez. Bu anlamda biz tüm bu ekosistemin merkezinde durarak, bütün paydaşlar arasında mesajları ve ihtiyaçları doğru zamanda doğru noktalara iletme ve bu şekilde sektörde büyük çaplı bir değişim ve gelişim yaratma misyonu ile hareket ediyoruz. Şimdiye kadar Birleşmiş Milletler’den WWF’e, birçok uluslararası örgüt ve özel sektör ile başarılı iş birlikleri ve projeler gerçekleştirdik. Garanti BBVA da iş birliği kurduğumuz paydaşlarımızdan biri oldu.

 

Hangi konular üzerinde çalışıyorsunuz ve nasıl bir yol izliyorsunuz?

Impact Hub olarak toplumsal bir ihtiyaç tespit ettiğimiz, sosyal etki yaratmak için hareket alanı olan çok çeşitli konular üzerine çalışıyoruz. Örneğin kimi zaman temiz enerji gibi bir başlık altında çalışan fayda odaklı girişimcileri hızlandırmak, tohum finansmanı sağlamak için projeler ve programlar geliştiriyor; kimi zaman ise gıda atığı gibi bir başlık altında sektörün paydaşlarını bir araya getirerek bir diyalog ortamı yaratıyoruz. Hangi konuda çalışırsak çalışalım ortak amacımız; tespit edilen sorunun çözümüne sektör paydaşlarının katkı sağlamasını kolaylaştırmak, belli bir farkındalık ve hareketlilik yaratmak. Dolayısıyla, dokunduğumuz konular kadın istihdamından mültecilerin entegrasyonuna; gıda-tarımdan eğitim teknolojilerine, akıllı şehirlerden plastik yönetimine kadar oldukça geniş bir yelpazede yer alıyor.

"Türkiye’de son beş senede ciddi bir sosyal etki farkındalığı oluştu."

Son zamanlarda sosyal girişimcilik, etki girişimciliği gibi kavramları daha sık duyar olduk. Türkiye’de bu işin neresindeyiz şu an? Eksiklerimiz nedir?

Türkiye’de son beş sene içerisinde ciddi bir ‘sosyal etki’ farkındalığı oluştu. Artık iyi bir iş fikri dediğimizde giderek artan bir oranda çevre ve insan üzerinde olumlu etki yaratan fikirleri düşünmeye başladık. Yaşadıkları çevrede hayatı iyileştirilebilecek bir fırsat görenler bunu bir iş fikrine dönüştürecek şekilde düşünmeye başladılar. Bu farkındalık zamanla girişimcilik ekosistem pastası içerisinde azımsanamayacak bir ‘sosyal girişimcilik dilimi’ yarattı. Bu dönüşümde Impact Hub gibi ekosistemde birleştirici rol oynayan kurumların ve bu hareketi destekleyen kurumsal firmaların, STK’ların ve kamunun da rolü var.

Geldiğimiz noktada gerek aracı kuruluş gerek finansman gerekse yasal statü ve teşvikler anlamında daha çok işimiz olduğu bir gerçek. Türkiye’de özellikle sosyal girişimcilere yönelik; kuluçka, ortak çalışma veya laboratuvar imkanları sunan çok az sayıda aracı kuruluş var. Finansman tarafında ülkemizde melek yatırımcı ağları ve risk sermayesi şirketleri, sosyal girişimlere ancak cazip bir finansal geri dönüş görmeleri durumunda herhangi bir ticari girişime yatırım yaptıkları modelde katkı sağlıyorlar. Diğer tarafta ise sosyal girişimlere hibe temelli mali katkı sağlayan fonlar, programlar veya kurumlar bulunuyor. Türkiye’de sadece sosyal girişimlere odaklı yatırım yapan, bu iki uç yaklaşım arasında bir denge oluşturabilecek etki yatırım fonları konusunda çalışmalar olsa da halihazırda bu konuda aktif bir fon bulunmuyor.

 

Sosyal etkiye odaklanmak neden bu kadar önemli? Bu tarz girişimcilik örneklerinin yarattığı etkiye dair verebileceğiniz akılda kalan örnekler var mı?

Hepimizin gözlemlediği gibi, dünyamız özellikle son 10 senedir, birçok açıdan köklü değişimlerden geçiyor. Çevre meselelerinden finansal krizlere ve sosyal konulara kadar, değişimin yaşandığı birçok başlık sayabiliriz. Özellikle bazı meselelerde öyle bir noktaya geldik ki hem bireyler hem de kurumlar söz konusu problemin çözümüne katkı sağlamazsa işin içinden çıkamayacağız gibi duruyor.

 

Burada sosyal ihtiyaçlarla piyasa ihtiyaçlarını örtüştüren yenilikçi sosyal girişim modellerini öne çıkarmak önemli. Örneğin; ‘Kodluyoruz’ girişimi yazılım sektöründeki istihdam açığıyla genç işsizliği sorununu birlikte ele alan yenilikçi bir model geliştirdi. Gençlere sağladıkları kaliteli yazılım eğitimi ve kariyer destekleriyle çok yüksek oranda ek istihdam yaratırken aynı zamanda yazılım sektörünün kalifiye yazılımcı ihtiyacını karşılıyorlar.

 

BBVA Momentum programının katılımcılarından ES Kariyer’ girişimi de bir başka örnek... ES Kariyer Türkiye'deki engelliler, onların çalışmalarını bekleyen aileleri ve kurumlar için oluşturduğu platformunda verdiği desteklerle engelli istihdamına çok önemli bir katkı sağlıyor. Hem işverenler hem de iş arayanların bir araya geldiği sistemde ES Kariyer iki tarafın da ihtiyaçlarına yönelik sunduğu desteklerle hem istihdamı artırıyor hem de gerçekleşen işveren-çalışan eşleştirmelerinin daha verimli ve sürdürülebilir olmasını sağlıyor.

 

Diğer bir örnek Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması kapsamında 2021 yılı Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi ödülünü alan ‘Blindlook’ girişimi. Blindlook, mekânları görme engelliler için erişilebilir hale getirirken aynı zamanda bu işletmelerin bu sayede farklı bir müşteri segmentine hitap edebilmelerini sağlıyor. 

 

‘Kadınların Elinden’ sosyal girişimini de bu örnekler arasında sayabiliriz. Anadolu’da üretim yapan kadın kooperatiflerinin ürettiği katkısız gıdaların büyük pazarlara ulaştırılması ve kırsaldaki kadın emeğinin dijitalleştirilmesi için çalışıyorlar.

"Gelişin, insanlarla tanışın, fikirlerinizi test edin."

Garanti BBVA ile nasıl bir iş birliğiniz var?

Garanti BBVA ile Türkiye’de ilk kez, bir finans kurumu tarafından yürütülen sosyal girişimcilik destek programı BBVA Momentum’u hayata geçirdik. Çok çeşitli alanlarda faaliyet gösteren ve sürdürülebilir iş modelleri ile sosyal etki yaratmayı hedefleyen girişimcileri desteklediğimiz bu programda, özel bir jüri tarafından seçilen girişimlerimizi kapsamlı bir eğitim programına soktuk. Bu program çerçevesinde onlara; girişim fikirlerini test edebilmeleri, yarattıkları faydayı daha net ifade edebilmeleri ve sürdürülebilir bir finansal program modelleyebilmeleri için yardımcı olduk.

 

Sosyal girişimciliği bir hayat tarzı ya da bir kariyer olarak gören bireylerin sayısı artıyor. Toplumsal fayda odaklı iş fikirleri ve projeleri olan kişilere tavsiyeleriniz ne olurdu?

Yarının (iş) dünyasında var olabilmek için her profesyonelin sadece tek bir uzmanlık alanında değil, farklı alanlarla da yetkinliklere ve ciddi bir farkındalığa sahip olması gerekiyor. Bununla birlikte çevreleriyle devamlı etkileşim ve iş birliği halinde de olmaları gerekiyor. Bu noktada bu bireylere tavsiyemiz; kendilerini farklı konularda devamlı geliştirmeleri, ilgi duydukları alanların farklı noktalarında duran insanlarla tanışmaları, fikirlerini devamlı bu insanlarla test etmeleridir. En önemlisi de gelişim ve toplumsal ihtiyaç alanlarını mümkün olan en kısa zamanda tespit edip, kendileri ve/veya projeleri üzerinde, bu noktaları göz önünde bulundurarak daha çok çalışmalı.

 

Sosyal etkiyi hedefleyen bir girişimin üç olmazsa olmazı

Bir girişim hangi noktada iş birliği için kapınızı çalıyor? Girişimciler en çok hangi alanlarda desteklenmeye ihtiyaç duyuyor?

Girişimciler kendi yolculuklarının her aşamasında kapımızı çalabiliyorlar. Fikir aşamasında bir sosyal girişim de olabilir, büyüme aşamasında da… Farklı seviyelerde hızlandırma programları, danışmanlık hizmetleri, geliştirici içerikler ve en önemlisi fikirlerini ve/veya projelerini geliştirebilmeleri için çok yönlü ve donanımlı bir ekosistem sağlıyoruz. Desteğe ihtiyaç duydukları alanlar ise bulundukları aşama ve girişimcilerin/fikir sahiplerinin kişisel hikâyelerine göre değişiklik gösteriyor. Bir tespitte bulunmak gerekirse, fikirlerin proje veya iş planına dönüşmeden önce pazarda test edilmesi konusu genelde en çok atlanılan ama atılması gereken en önemli adımlardan biri. Ayrıca yine girişimler orta ve uzun dönem finansal planlama yapmada da sıklıkla profesyonel desteğe ihtiyaç duyuyorlar diyebiliriz.

 

Sizce sosyal etkiyi hedefleyen sürdürülebilir, yenilikçi ve mükemmel bir girişimin olmazsa olmazları nedir?

Sosyal etkiyi hedefleyen bir girişimin, Türkiye Sosyal Girişimcilik Ekosistemi Durum Analiz Raporu’nda da yer aldığı gibi, üç ortak özelliği var: İlk olarak, var oluşunun odağında sosyal ya da çevresel bir probleme çözüm geliştirmenin yer alması gerekiyor. İkinci özelliği, sürdürülebilir bir iş modeline sahip olarak ticari faaliyetle gelir elde etmesi ve son olarak da elde edilen kârını tekrar misyona ulaşmaya yönelik faaliyetlere yatırması gerekiyor. Dolayısıyla toplumsal fayda odaklı iş fikirleri ve projeleri olan kişilere birinci tavsiyemiz, fikirlerinin gerçekten bir probleme çözüm getirdiğini sahada test etmeleri olur. Düşündükleri çözüm gerçekten pazardaki problemi, problemin paydaşlarının gözünden gideriyor mu? İkincisi, geliştirdikleri çözümün nasıl para kazanacağına net ve geleceği olan bir cevap verebilmeleri ve bu cevabın ‘bağış/sponsorluk’ ve ‘üyelik’ modellerinden ileri gitmesi. Son olarak iş fikirlerinin ve girişimlerinin geleceğiyle ilgili hem kendilerini hem de paydaşlarını harekete geçirecek, heyecan verici bir vizyon çizmeleri.

Etiketler:
  • Girişimcilik

  • Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

  • Sosyal Refah