Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Giderek gelişen teknolojiyle birlikte hayatlarımıza giren yeni kavramlardan biri de ‘dijital ikizler’ (Digital Twins). İlk anda bilimkurgu filmlerini akla getiren bu kavram, en yalın haliyle ‘fiziksel bir nesnenin ya da sistemin dijital kopyası’ anlamına geliyor. Bu teknoloji, geleceği öngörülebilir kılmasıyla öne çıkıyor. Bir makinenin, uzaya gönderilecek bir uydunun, rüzgâr türbininin, bir ofisin ve hatta bir şehrin dijital ikizini yaratabilen bu teknoloji, gerçek dünyadaki davranışın ve oluşturduğu sonuçların modelini önceden ortaya koyuyor. Olası tüm senaryolar dijital ikizler üzerinde denenebildiği için ‘en kusursuz’ seçenek yaratılabiliyor. Bir süre sonra insanların da dijital ikizlerinin yaratılabileceği ve bu teknolojinin özellikle sağlık alanında tercih edileceği konuşuluyor.
Gelin fiziksel ve dijital dünya arasında bir köprü sayılan dijital ikizlerin ne olduğuna yakından bakalım.
Dijital İkiz Teknolojisi Nedir? Dijital İkiz Nasıl Yaratılır?
Dijital ikiz kavramı, ilk olarak 2002’de Dr. Michael Grieves tarafından ortaya atılsa da Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisinin yaygınlaşması sayesinde son yıllarda daha sık karşımıza çıkmaya başladı.
Dijital ikiz kısaca, canlı veya cansız fiziksel bir objenin dijital ortamdaki kopyası anlamına geliyor. Gerçek nesnenin modelini ve verilerini içeriyor, aynı zamanda nesneyle bire bir karşılaştırmaları ve onu izleme yeteneğini de sunuyor. Yaratım süreci de, sensörlerle desteklenen cihazların fiziksel nesne hakkında gerçek zamanlı veriler toplamasıyla başlıyor. Dijital ikiz söz konusu olduğunda bu veriler bir hayli çeşitlilik gösterse de çoğunlukla fiziksel ikizin gerçek dünyadaki değişikliklere nasıl tepki verdiğini gösteren girdilere indirgenebiliyor; örneğin hava durumu, neme maruz kalma, fiziki hasar, ısı ve hareket gibi. Toplanan bu veriler daha sonra dijital bir kopya oluşturmak için işleniyor. Yaratılan dijital ikiz bu noktadan sonra gerçek nesnenin anlaşılması, analiz ve manipüle edilmesi ya da en iyi haline getirilmesi amacıyla kullanılıyor.
Hangi sektörlerde kullanılıyor?
Dijital ikiz teknolojisi, günümüzde ağırlıklı olarak mühendislik, tasarım ve ürün geliştirme aşamalarında tercih ediliyor. Ancak imalat, otomotiv, inşaat, havacılık, enerji, uzay teknolojileri, kamu hizmetleri, şehir planlama, sağlık gibi oldukça çeşitli alanlarda kullanılıyor. Örneğin bir jet motorunun dijital ikizi gereken sıcaklığı, maksimum basıncı ya da hava akımının hızını test ederek görmeyi olanaklı kılıyor. Ya da adeta saliselerin sayıldığı Formula 1 yarışlarında dijital ikizler hem pist hem de araç üzerinde ekstra kontrol imkânı sağladığı için sürücünün ve takımın performansını geliştirmek amacıyla kullanılıyor. Şehirlerin dijital ikizleri ise trafikten sürdürülebilir mimariye, enerji verimliliğinden kamu hizmetlerine kadar akıllı bir planlamanın hayata geçirilmesini kolaylaştırıyor. Hatta gelecek senaryoları aracılığıyla olası doğal afetlerin önlenmesini amaçlıyor.
Faydaları neler? Günlük hayatta ne işimize yarayabilir?
Bu soruya tek bir cümleyle şöyle yanıt verilebilir: Dijital ikiz teknolojisiyle henüz sorun oluşmadan tespit edip önlem alabiliriz, zaman ve paradan tasarruf edebiliriz, geleceği öngörebiliriz dolayısıyla daha akıllı kararlar verebiliriz. Yani bir arabanın üretim aşamasında geçeceği evreleri öngörerek maliyeti düşürebilir, en uygun parçaları tespit edebilir, çalışma performansını artırabilir, ömrünü uzatabilir, tasarımı kusursuzlaştırabilir, uzun zaman alan ve risk taşıyabilen test süreçlerini basitleştirebilir, fiziksel eforu azaltabiliriz.
Günlük yaşam açısından bakıldığında ise bir süredir hayatımızda olan akıllı ev sistemleri ve giyilebilir teknoloji gibi kavramlara olan talep, dijital ikizleri çok daha gerekli hale getirebilir. Ya da yeniden yaratılan ofis ortamları daha ideal ve verimli çalışma koşullarını ortaya koyabilir.
Geniş açıdan bakacak olursak, bu teknoloji kullanılarak planlanan şehirler daha güvenli ve yaşanabilir bir hayat sunabilir. Kusurları en aza indirgenen kamusal hizmetler ihtiyaca çok daha çabuk cevap verebilir. Örnek vermek gerekirse Singapur’da hayata geçirilen akıllı şehir uygulamasının bir benzeri Türkiye’de de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından deneniyor. Ayrıca bu teknoloji sayesinde sağlık çalışanları, hastaları ve yönetimiyle birlikte bir hastane de kopyalanabilir. Hastaları izlemek ve personeli koordine etmek için bu teknolojinin kullanılması acil eylem gerektiğinde doğru yerde doğru insanı uyarmak açısından hayati önem taşıyabilir.
Ayrıca dijital ikizler olası felaketlere karşı da önceden hazırlık yapılmasına imkân tanıyabilir. Mesela ABD’de devam eden ve Savunma Bakanlığı tarafından da desteklenen ‘Biotic Man’ projesinde, olası bir biyolojik saldırıdan korunmak için nasıl bir yöntem izleneceği araştırılıyor.
Dijital ikizler bankacılık sektörünü nasıl etkiler?
Teknolojinin nimetlerinden en çok faydalanan sektörlerden biri olan bankacılığın dijital ikizlerden de beslenmesi kaçınılmaz. Bu noktada dijital ikizler, bankacılık ve dijitalleşme denildiğinde ilk akla gelen şey olan güvenlik kaygıları konusunda devreye giriyor. Bu teknolojiyle bankaların veri tabanlarının güvenliği daha kolay sağlanabilir ve insani hatalar ortadan kaldırılabilir. Olası siber saldırı senaryoları yaratılarak banka ve müşterilerin güvenliği için farklı stratejiler geliştirilebilir. Dijital ikizler ayrıca hileli olma olasılığı yüksek işlemleri gerçek zamanlı olarak saptamak için yapılan modellemelere öncülük edebilir.
Bunların dışında yapay zekayla desteklenen sanal asistanları ele alalım. Dijital ikiz teknolojisi, binlerce müşteriden gelen geri bildirimler üzerine kurulan bu veri tabanını çok daha kısa sürede analiz edebilir, daha iyi bir yönlendirme sağlayabilir. Kısacası müşteriyle yapılacak görüşmeler çok daha verimli ve çözüm odaklı bir şekilde ilerleyebilir.
Bir sonraki adım insanların dijital ikizleri mi olacak?
Uzun bir süredir insanların da dijital ikizlerinin yaratılması tartışılıyor ve bunun özellikle sağlık alanında büyük bir avantaj sağlayacağı konuşuluyor. Hücre, doku ve organ seviyesindeki süreçlerin birleştirilmesiyle her bir bireyin fizyolojik ve patolojik ikizinin yaratılabileceği düşünülüyor. Dijital insan ikizlerinin yaratılması, elbette bir lokomotifin dijital kopyasını oluşturmaktan daha karmaşık bir niteliğe sahip. Hem daha büyük ölçekte verilerin toplanmasını hem de bazı yasal prosedürlerin aşılmasını gerektiriyor, ancak sağlayacağı avantajlar göz önünde bulundurulduğunda oldukça büyük bir potansiyel taşıyor.
İnsanlar üzerinde gerçekleştirilen ve her bir aşamada daha fazla gönüllü gerektiren test süreçleri, dijital ikizler sayesinde yeniden dizayn edilebilir. Dijital ortamda yapılacak testler var olan riskleri azaltabilir, süreci kısaltılabilir, daha hedef odaklı ve verimli bir çalışma sağlayabilir. Ayrıca dijital ikizler sayesinde erken teşhis ve tanı konabilir; bir hastalığın ilerleme durumu, uygulanan tedavinin etkinliği veya mevcut yaşam tarzının ileride neler getireceği öngörülebilir. Örneğin, milyonlarca insan yaşlanınca nasıl görüneceğini ya da çocuklarının neye benzeyeceğini öğrenmek için çeşitli mobil uygulamalara fotoğraflarını yüklüyor. İşte dijital ikizler sayesinde bu sorulara çok daha net cevaplar alabileceğiz. Dijital ikiziniz belki de size, “Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme tarzını sürdürürsen 50 yaşına geldiğinde 40 yaşında birinin sağlığına sahip olacaksın” diyebilecek.
Dijital insan ikizleri spor dünyasında da çığır açabilir. İster profesyonel bir atlet olsun ister sadece iki gün yürüyüş yapabilen biri; dijital ikizler, bu kişilerin beslenme ve uyku düzenini, aktivitelerini analiz ederek en ideal spor programını çıkarabilir. Her yönüyle ilham veren bir teknoloji olan dijital ikizler özetle ‘Acaba, böyle olursa ne olur, farz edelim ki’ diye başlayan tüm sorulara yanıt vermeye çalışıyor.