Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
E-sporun yükselişiyle video oyunları artık sadece bir eğlence değil, dijital dünyanın kalbinde atan bir tutku haline geldi. Kadın erkek, genç yaşlı demeden herkesi peşinden sürükleyen e-spor, her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. Milyon dolarlık ödüller ve milyonlarca hayranıyla e-spor, video oyunlarının bu yeni yüzünü temsil ediyor. Bir zamanlar sadece eğlence aracı olarak görülen video oyunları, şimdi e-spor sayesinde dev stadyumları dolduran, yıldız oyuncuları yaratan ve milyonları peşinden sürükleyen bir dünya haline geldi. E-spor ve video oyunlar küresel anlamda 455 milyar dolarlık bir sektörü oluşturuyor. Dünyadaki video oyunu tutkunu sayısı da 2 milyar. Bir örnek verelim: 2021’de İzlanda’nın Reykjavik kentinde canlı olarak gerçekleşen League of Legends Dünya Şampiyonası Finali 73,86 milyon kişi tarafından izlendi. Bu ciddi bir rekordu. İzlenme oranları gün geçtikçe katlanıp rekabet Twitch veya YouTube gibi kanallardan da yayınlanırken, e-spor olimpiyat oyunlarına bile girerek rüştünü ispat etti. Bu dünyayı yakından tanımaya var mısınız?
E-spor nedir?
E-spor, elektronik sporun kısaltmasıdır. Oyuncuların online olarak karşı karşıya geldiği, rekabetin video oyunu üzerinden verildiği yarışmaları ifade eder. Bir oyun, ödül karşılığında profesyonel oyuncular tarafından yine profesyonel organizasyonlar çerçevesinde oynandığında e-spor olur diyebiliriz.
Peki oyun oynamak neden spor olarak adlandırılıyor? Çünkü tıpkı geleneksel spor karşılaşmalarında olduğu gibi uluslararası çapta takımları (zaman zaman da bireyleri) karşı karşıya getiriyor, rekabeti öne çıkarıyor, sporcuların zihinsel ve fiziksel becerilerini sınıyor. Bazı kaynaklarda e-sporculara siberatlet (cyberathlete) diye hitap ediliyor. Turnuvalara katılmak için kendini bu işe adamak, çok çalışmak ve lisans almak gerekiyor. Türkiye de 2014 yılı itibarıyla bu lisansı sağlayan ülkeler arasına girdi.
E-spor nasıl oynanır?
E-spor, dijital dünyanın heyecan dolu arenasında, yeteneklerinizi sergilemek ve rakiplerinizi alt etmek için harika bir fırsat sunar. E-spor müsabakaları, çoğunlukla bilgisayar veya oyun konsolu gibi platformlarda gerçekleşir. Oyuncular, belirli bir oyun türünde uzmanlaşmayı tercih ederek, bireysel veya takım halinde çevrimiçi turnuvalarda mücadele ederler. Bu dijital arenada zafer kazanmak için strateji kurma, hızlı karar verme, el-göz koordinasyonunu sağlama ve keskin reflekslere sahip olma gibi yetenekler büyük önem taşır.
E-Sporcu nasıl olunur?
E-spor sahnesinde profesyonel bir oyuncu olma hayali kuranlar, öncelikle seçtikleri oyun türünde uzmanlaşmalı ve yeteneklerini üst düzeye taşımalıdır. Bu yolda ilk adım, oyunu derinlemesine öğrenmek ve profesyonel rekabet ortamını deneyimlemek için çeşitli turnuvalara katılmaktır. Genç yetenekleri keşfetmeye ve geliştirmeye odaklanan takımlar, gençlik liglerine yatırım yaparak geleceğin yıldızlarını ararlar. Bu müsabakalarda öne çıkan oyuncular, e-spor takımlarından davet alabilirler. Deneyim ve müsabaka tecrübesi kazanan e-sporcular, zamanla profesyonel sözleşmelerle e-spor kariyerlerine adım atabilirler.
E-Spor lisansı nasıl alınır?
E-spor lisansı almak isteyenler, Türkiye E-Spor Federasyonu'na başvurabilirler. Bu federasyon, Spor Bakanlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Başvuru için gerekli belgeler arasında sağlık beyanı belgesi, 18 yaşından küçükler için veli/vasi izin belgesi, vesikalık fotoğraf ve kimlik belgesi yer alıyor.
E-Sporcu nereden gelir elde eder?
E-sporcuların gelir kaynakları oldukça çeşitlidir. Başarılı bir e-sporcu, turnuvalarda elde ettiği derecelerle büyük ödül havuzlarından önemli kazançlar sağlayabilir. Özellikle popüler oyunlardaki büyük turnuvalar, e-sporcular için büyük fırsatlar sunar. Bunun yanı sıra, sponsorluk anlaşmaları ve reklam gelirleri de e-sporcuların gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Ayrıca, yayın platformları üzerinden yapılan bağışlar da e-sporcuların gelirlerine katkıda bulunur.
E- spor, küresel çaptaki hızlı büyümesi ve artan popülaritesiyle oyuncularına önemli gelir fırsatları sunan bir sektör haline geldi. 2024’ün şubat ayı istatistiklerine göre tüm kariyerleri boyunca dünyada en çok kazanan ilk üç e-spor oyuncusu şöyle: 7.18 milyon dolar ile Johan Sundstain (N0tail), 6.49 milyon dolar ile Jesse Vainikka (JerAx) ve 6.02 milyon dolar ile Anathan Pham (ana).
E-Spor ne zaman doğdu, bilinen ilk turnuva hangisi?
E-sporun kökeni 1970’li yıllara dayanıyor. Bilinen ilk turnuvanın tarihi ise 19 Ekim 1972. ABD’de Stanford Üniversitesi'nde Spacewar oyunu için yapılan beş kişilik bu yarışmanın büyük ödülü ise bir yıllık Rolling Stone müzik dergisi aboneliğiydi. 1990’larda internetin hayatımıza girmesi ve yaygınlaşmasıyla e-spor da daha geniş kitleye ulaştı. 2000’li yıllara geldiğimizde ise mobil devrim başlamıştı ve çevrimiçi yayın akış hizmetleri popülerlik kazanmıştı, böylece e-spor günümüzdeki haline evrildi. Elbette gaming kültürünün geniş kitleler tarafından benimsenmesi ve günlük yaşamın bir unsuru olarak kabul edilmesi de bunda etkili oldu.
Ne tarz oyunlardan bahsediyoruz?
E-sporda takım tabanlı olduğu kadar tek kişilik oyunlar da var. Dünya çapında farklı yetenek ve deneyime sahip oyuncuların erişebileceği çok çeşitli turnuvalar düzenleniyor. En çok ilgi görenlerin ise şunları kapsadığını söyleyebiliriz:
Kahramanın kendi bakış açısından gerçekleşen Call of Duty, Halo, Rainbow Six Siege, CS: GO, Valorant veya Overwatch gibi FPS oyunlar (First person shooter- Birinci şahıs nişancı). League of Legends, PUBG, Fortnite, Dota 2 gibi çevrimiçi çok oyunculu gerçek zamanlı savaş ve strateji oyunları (MOBA- Multiplayer Online Battle Arena). FIFA, Madden veya NBA gibi takım kurulup yönetilen spor oyunları. Street Fighter, Mortal Kombat gibi dövüş oyunları. Birer klasik sayılan Formula 1 ve Moto GP gibi yarış oyunları.
Mobil oyunlardan bahsetmeden olmaz. Bu oyunlar, gerek sundukları para ödülleri ve rekabetin çetinliği gerekse izleyici ilgisi bakımından PC oyunlarını yakaladı. PUBG Mobile, Garena Free Fire, Mobile Legends: Bang Bang, King of Glory ve Clash Royale en popüler mobil oyunlar listesinin başında geliyor.
Hangi oyunlar e-spor sayılıyor?
Peki piyasada binlerce oyun varken, hangilerinin e-spor kategorisine gireceğine nasıl karar veriliyor? Bunun için oyunun bazı kriterleri taşıması gerekiyor: ‘Fair play’ yani adil oyun ilkesi burada da ilk şart; yani oyun içi satın alımlarla, ‘kazanmak için öde’ mantığıyla, kısacası para harcayarak rakibe karşı avantaj sağlamamak gerekiyor. Her karşılaşma eşit şartlarda gerçekleşmeli. Ayrıca oyun mücadeleye uygun olmalı ve geniş bir oyuncu kitlesi tarafından benimsenmeli. Geliştiricisi tarafından maddi olarak desteklenmeli.
E-spor ve gaming aynı şey mi?
Bu iki kavram çok karıştırılsa da birbirlerinden farklı. Tanım, oyuncu özellikleri, oynama şekli ve rekabet gibi pek çok noktada ayrışıyorlar. Özetlersek: E-spor, profesyonel oyuncular tarafından oynanan turnuva biçimindeki rekabetçi video oyunlarını ifade ederken; gaming ‘video oyunları oynama eylemini’ anlatır. Gaming’de çoğunlukla kişisel motivasyon, ilgi, bireysel zamanlama ön plandadır; günlük akışta gerçekleşir. E-spor ise tamamen profesyonel düzlemdedir ve nihai amaç yarışarak para/unvan kazanmaktır.
E-sporda oyunlar da bir hayli organizedir; büyük arenalarda canlı maçlar yapılır. Çok sayıda izleyici, tıpkı futbol maçlarında olduğu gibi, yarışan takımları veya bireysel profesyonel oyuncuları tribünde destekler. Gaming ise genellikle bot olarak adlandırılan oyuncu olmayan özelliklere karşı oynamayı içerir. Bu nedenle izleyicilerin yer aldığı canlı maçlara sık rastlanmaz. Yani evlerimizle arkadaşlarımızla yaptığımız PlayStation kapışmaları “E-spor nedir?” sorusuna doğru yanıt olmuyor.
“Yine de oynamak güzeldir” diyenlerdenseniz… Video oyunlarının, iyi zaman geçirmek ve eğlenmek kadar başka artıları olduğu yavaş yavaş kabul ediliyor. Stratejik düşünme ve problem çözme kabiliyetlerini geliştirmek, el-göz koordinasyonunu ve dikkati artırmak, kendine güveni pekiştirmek, takım oyunculuğunu ve sosyalleşmeyi sağlamak bunlardan birkaçı. Üstelik e-spor turnuvalarının getirebileceği burs programları da cabası… Dolayısıyla e-sporun hem küresel hem de kültürel olarak yayılması kaçınılmaz. Oyunda kalmaya devam…