Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Kadın girişimciler ilham vermeye devam ediyor. Bu kadınlardan ikisi Filiz Akkaş ve Pelin Özkal, erkeklerin domine ettiği metal sektöründe başarılarıyla, girişimci ruhlarıyla adeta parlıyorlar.
Hikâyelerini bir özetleyelim mi? Filiz Akkaş, 16 yıl makine mühendisi olarak çalıştıktan sonra özellikle alüminyum profil ve parça işlenmesinde üretici eksikliği üzerine kendi şirketini kurmaya karar verdi. 2011 yılında KOSGEB’den aldığı eğitimlerle Mapsis Metal’i kurdu. Pelin Özkal ise eğitimini tamamlayıp konstrüksiyon alanında master yaptıktan sonra, önce Makina Elemanları Tasarımı üzerine sonra da Ekstrüzyon Profili İmalatı Üzerine İş Geliştirme ve Tasarım bölümlerinde çalıştı. 2014’te ortak olan iki isim, birlikte Alüminyum Ekstrüzyon Parça İşleme üzerine çalışmaya başladı.
İşleriyle ilham veren Akkaş ve Özkal, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER'in iş birliğiyle düzenlediğimiz ‘Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” ödülüne layık görüldü. Biz de tüm bu süreçte neler deneyimlediklerini, metal sektöründe kadın girişimci olmanın ne anlama geldiğini bu ikiliyle konuşalım istedik.
Şirket üç yılda %150 büyüdü
>> Kendi şirketinizi kurmaya nasıl karar verdiniz? Ortaklık kararını nasıl aldınız? Nasıl bir fark yaratmak istediniz?
Filiz Akkaş: 16 yıllık profesyonel bir iş hayatım oldu, girişimcilik ruhum hep vardı ve üretmeyi seviyordum. “Artık kendi kanatlarımla uçabilirim” dediğim anda yazılı basından KOSGEB’in eğitimler verdiğini ve bir iş kurmak için maddi destek sağladığını öğrendim. Bunun başlamak için bir işaret olduğunu düşündüm. Yaklaşık dört ay süren bir eğitimden sonra iş planımı hazırladım. KOSGEB’in kurullarında mülakata girerek onayını aldım. 2011 yılında Gebze’de 350 metrekarelik bir atölyede bir CNC makinesi ve üç kişiyle Mapsis Metal’i kurdum.
Mapsis Metal 2014 yılına kadar %150 büyüdü. CNC makine yatırımları ve buna bağlı olarak istihdamda artış çok heyecan verici olsa da hem üretim hem de satış-pazarlamada tek başıma olmam şirketin geleceğiyle ilgili beni düşündürdü. Ortağım Pelin Özkal ile her anlamda güç birliği yaparak bir araya geldik. Sevgili Pelin, makine mühendisi; Mapsis’in Teknik Müdürü olarak havacılık sektörüne girmemizde de vizyonu ve yetkinliğiyle bize çok şey kazandırdı. Biz aynı zamanda iki kadının birlikte neler yapabileceğinin de iyi birer örneğiyiz. Danışmanlar eşliğinde uzun bir eğitim sürecinden geçip uluslararası sertifikalar alarak havacılık sektörüne giriş yaptık. Şu anda 2500 metrekare kapalı alanda 45 çalışan ile üç vardiyada üretimlerimiz devam ediyor.
Pelin Özkal: Sektöründe, nihai ürüne yakın ve butik üretim gerektiren parça imalatı için bir açık olduğunu ve bu alanda müşterilerin gereksinimlerini karşılayabileceğimizi düşünerek başladık. Birbirimizi tamamlayarak ilerleyebileceğimizi düşünüp ortak olduk.
>>Pandemi döneminde ultraviyole teknolojisini (UV) kullanarak hava temizleme cihazı üretimine başladınız. Hemen nasıl aksiyon alabildiniz?
F.A.: Pandemi yaşamlarımızı etkilemeye başlayınca, biz de Mapsis olarak toplumun ihtiyaç ve davranışlarını analiz ederek, bir katma değer yaratmak için kolları sıvadık. “Yetkinliğimiz var, AR-GE tasarım bölümümüz var, makinelerimiz var” dedik ve üretim yelpazemizi büyüterek UV ile hava temizleme cihazları tasarlayarak kendi markamızı yaratmak üzere yola çıktık. Yurt içi satışlarımız devam ediyor, aynı zamanda ürünlerimiz ABD pazarında da yerini aldı. Kısa bir süre sonra FDA ve EPA onaylarımızı da alacağız. Sırada Avrupa pazarı var, oradan da çok ciddi talep alıyoruz. Hem toplum sağlığına destek vermek hem de ülkemize marka kazandırmak adına çıktığımız bu yolda ekonomiye de katkı sağlayarak üretimlerimize devam ediyoruz.
P.Ö.: Pandeminin ilk aylarında birçok sektörde olduğu gibi bizde de duraksamalar ve ertelemeler yaşandı. Bu dönemde yetiştirdiğimiz ekibimizle boşluklarımızı, kaynaklarımızı canlı tutarak değerlendirebileceğimiz bir arayış içine girdik. O dönemde önümüze çıkan hava temizleme ünitesi ihtiyacını araştırarak bu yolda ilerleyebileceğimize karar verdik.
‘Birçok müşterimizin ilk kadın tedarikçisi olmak bizi mutlu ediyor’
>> Rekabetin yüksek olduğu, erkek egemen bir sektörde faaliyet gösteriyorsunuz. Pek çok büyük firmanın tedarikçisisiniz aynı zamanda. Böyle bir sektörde kadın girişimci olmak nasıl, bize anlatabilir misiniz?
F.A.: Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların iş yaşamına katılımı önemli bir konu. Ülkemizde kadın girişimcilik oranı bu kadar düşükken imalat sanayiinde bu sayı tahmin edersiniz ki çok daha az. Birer kadın girişimci olarak yer aldığımız sektör sabır isteyen, erkek egemen ve zor bir sektör. Çözüm ortağı olduğumuz müşterilerimiz ilk dönemlerde bu sektörün zorluğundan bahsettiler. Biz, kadının da bir erkek kadar başarılı olabileceğini, bu konuda eşit olduğumuzu yılmadan her defasında söyledik. Birçok müşterimizin ilk kadın tedarikçisi olmak ve bunu başarmak bizi mutlu ediyor. Her üründe kadın eli değdiğini gösteren hassas işçilik ve yüksek kalite, giderek tercih edilir olmamız bizim kadar müşterilerimizi de mutlu ediyor. Kadın sanayici sayımızın artması dileğiyle…
P.Ö.: Kadın olmak benim için hayatımın hiçbir alanında bir olumsuzluk yaratmadı. İnsan kaynağının çoğunluğunun erkeklerden oluştuğu bu sektörde de ne yaptığımızı bildiğimizi ve konumuza hâkim olduğumuzu fark eden tüm paydaşlar bizimle çalışmaktan çekinmedi. Kadınların üretime çok yakıştığını ve bu ortamları zenginleştirdiğini düşünüyorum.
>> Bir kadın girişimci olmanın zorluklarıyla karşılaşıyor musunuz?
F.A.: Kadının bakış açısı, yönetimi, titiz ve düzenli çalışması zorlukları avantaja dönüştürüyor. Ben herhangi bir zorlukla karşılaşmadım. Yine de artık cinsiyetlerin değil sadece yetkinliklerin konuşulacağı bir dünya temenni ediyorum.
P.Ö.: Zaman zaman kadına biçilen alışılagelmiş rollerden farklılaşabildiğini kanıtlamak gereğini hissettiğim oluyor. Ama bir kere güven sağlandığında ve adaletle yaklaşıldığında tüm zorluklar aşılabiliyor.
‘Genç kızlarımız kendilerini ekonominin doğal parçası gibi hissetmeli’
>> Faaliyet gösterdiğiniz sektördeki beyaz yakalı çalışanların yüzde 50’sini kadınlar oluşturuyor. Bu tabloyu oluşturan motivasyon nedir sizce? Bunu diğer sektörleri de kapsayacak şekilde genişletmek için neler yapılmalı?
F.A.: Ülkemizde nüfusun yarısının kadın olduğunu kabul edersek, bu potansiyelin ekonomiye katılması ve ülkemizin kalkınmasında katkı sağlaması lazım. Bu yüzden imalat sektörüne yapılan başvurularda ilk tercihimiz kadınlardan yana oluyor.
Yapılan araştırmalara göre; ülkemizde kadınlar için %34 olan iş gücüne katılım oranı gelişmiş ülkelerde %50 civarında. Kadın girişimcilere baktığımızda bir önceki yıla göre artış söz konusu ama önümüzde kat etmemiz gereken uzun bir yol var. Diğer taraftan geleneksel toplumun kadınlara yüklediği eş ve anne rolünün girişimcilik rolüyle çatışması, finansmana erişim zorluğu, kadınların iş hayatında başarısız olacaklarına dair önyargılar ve toplumsal baskı da kadınların girişimcilik sürecini etkiliyor. Kadınlar zaten zorlu olan bu maratonda, bu gibi nedenlerle havlu atmak zorunda kalıyor ve girişimci yönlerini de maalesef bir kenara bırakıyorlar.
Çözüm olarak özellikle kadınlara durumlarını iyileştirici güçlendirmenin yapılması gerektiğine inanıyorum. Bunlar yasal-politik, ekonomik ve sosyal güçlendirme olabilir. Kadın girişimciliğini, kadın istihdamını artırmaya yönelik hem hükümetin hem de sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştirdiği çalışmalar bu konuda farkındalık oluşumunu her geçen gün artırıyor.
P.Ö.: Bu oran her sektör için ne yazık ki geçerli değil. Bu hedefi sağlamak için tüm sektörlerde adalet ve güvene dayalı, etik çalışma düzenin sağlamlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca genç kızlarımızın kendilerini ekonominin doğal parçası olarak hissetmelerini toplum olarak sağlamalıyız.
‘Verimlilik ve sürdürülebilirliği esas aldık’
>> Peki Türkiye'nin Kadın Girişimcisi yarışmasına başvururken motivasyonunuz neydi?
F.A.: Biz iki kadın girişimci olarak; erkek egemen sektörde var olduğumuzu, farkındalık yarattığımızı daha da önemlisi yurtiçi ve yurtdışında sektörün rol belirleyicilerinin çözüm ortağı olduğumuzu gösterip tüm potansiyel kadın girişimcilere örnek teşkil edebilmek için katılmak istedik. Ne yaptığımızı biliyorduk, çabalarımızın takdir edilmesinin hem işimize hem de çalışanlarımızın motivasyonuna önemli bir katkı sağlayacağını düşündük.
P.Ö.: Mapsis’in hikayesini göz önünde bulundurunca yarışmaya uygun birer rol model oluşturabileceğimizi düşündük ve denemek istedik.
>> Başarınızla ilham veren bir kadın girişimci olarak ilham kaynağınız nedir?
F.A.: Ben karakter olarak başladığım işi sonuna kadar götürürüm. Zorluklar karşısında pes etmedim, aksine cesaret göstererek ve yenilikçi adımlar atarak her defasında ayağa kalkıp yürümeye devam ettim. Üretim aşkı ve başarma hazzı, ülkeye kattığımız değer ve farkındalık benim ilham kaynağım.
P.Ö.: Ben hiçbir zaman iş dünyası dışında olabileceğimi veya hedeflerimi gerçekleştiremeyeceğimi düşünmedim. Bunda, bana rol model olan ailemin ve çevremin büyük bir etkisi vardır. Ailem ve çevrem, beni önce eğitimimi tamamlayarak ve sonra bu eğitimi kullanarak ekonomiye ve ülkeme katkıda bulunmam doğrultusunda yönlendirdi.
>> Gelecek hedefleriniz nedir?
F.A.: Verimlilik ve sürdürülebilirliği esas alarak, sosyal bir bilinçle hareket ederek uluslararası pazarda adımızdan ve markamızdan söz ettirmek isteriz. Sürdürülebilirlik kavramını firma kültürü haline getirip güvenle kök salmak ana hedefimiz.
P.Ö.: Her zaman portföyümüzü hem ürün hem de müşteri anlamında genişletmek bizlerin hedefi oldu. Bu hedef her zaman geçerli. Ayrıca yeniliklere ayak uydurarak farklı bakış açılarıyla inovasyonlar yapabilmek yine başlıca hedeflerimiz arasında. Gelecekte hem teknik alanlarda hem de etik olarak parmakla gösterilen ve aranılan bir marka olmak istiyoruz.
‘Hedef belirleyin, cesaret edin, yılmayın’
>> Başarılı bir kadın girişimci olarak sizin gibi girişimci olmak isteyen kadınlara ne önerirsiniz?
F.A.: Ne yapabileceğinizi bilmek kadar yapamayacaklarınızın da farkında olmak önemli. Hayal kurmak çok güzel fakat kendimizi tanıyıp sınırlarımızı da bilmeliyiz. Yapacağınız iş ile kişisel hedefleriniz örtüşmeli. Bilerek atılan küçük adımlarla başarıya ulaşabileceğinizi bilmelisiniz.
Kadınlara tavsiyelerim şunlar olurdu: En önemlisi hedef belirlemelisiniz: Çünkü hedefi olmayan gemiye rüzgâr bile yardım etmez. Detaylı bir piyasa araştırmasıyla fizibilite çalışması yapmalısınız. Vazgeçip pes etmemelisiniz. İletişim yeteneklerinizi ve networklerinizi geliştirmelisiniz. Başarısız Olabilirsiniz: Küçük Başarısızlıklardan ders almalısınız. Mesela ben başarılı olduğum kadar başarısız da oldum. Ama çıkardığım dersler sayesinde daha güçlü ayağa kalktım. Son olarak risk almalısınız: En büyük risk, hiçbir risk almamaktır. Özetle kadınlar ne yapacaklarsa yapmalı, çok çalışarak ve severek yapmalılar!
P.Ö.: Cesaret etmek ve kendini tanıyarak, kendine güvenmek en önemli adımlar. Hedefler belirledikten sonra, bu hedeflere varmak için, eğitim ve azimle yılmadan çalışmak başarının anahtarıdır. Ayrıca çok yönlü kişiler olarak sürdürülebilir bir başarının sahibi olacaklarına inanıyorum.