İklim Değişikliği Nedir?

“İklim değişikliği nedir?” sorusuna detaylı bir cevap vermek için yola çıktığımız bu yazının temelini, “İklim nedir?”i açıklayarak atmakta yarar var. İklim, uzun yıllar boyunca seyreden bir süreç üzerinden hesaplanan ve bu süreçte herhangi bir bölgede yaşanan ya da gözlenen tüm hava koşullarının ortalamasını ifade eden kavramdır. Tam da burada şu bilgiyi de vermek önemli: Ne iklim, havadır ne de hava, iklim. Hava, o bölgedeki günlük şartları anlatır; iklim ise çok daha uzun süreler yaşanan hava koşullarının ortalamasını alır.

Gelelim iklim değişikliğine. En basit ve gündelik tanımıyla iklim değişikliği, “Ekim ayı geldi hâlâ tişörtle dolaşıyoruz”, “Yaz günü böyle fırtına, böyle dolu yağışı görülmüş şey mi?” gibi soruları sordurtan durumdur. Kitabi tanımlaması ise şöyle der: “İklim değişikliği, sıcaklık ve hava koşullarındaki uzun dönemli değişiklikleri tanımlar.

“İklim değişikliği, sıcaklık ve hava koşullarındaki uzun dönemli değişiklikleri tanımlar.”

Biraz daha detaylandıralım ve “Küresel iklim değişikliği nasıl bir süreç sonucu oluşur?” sorusunun üzerinden gidelim. Bu sorunun cevabı şöyle: Fosil yakıtların kullanımı, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazları birikimlerinde hızlı bir artış yaşanır. Bu hızlı artış da doğal sera etkisini kuvvetlendirir. Sonuçta yerkürenin ortalama yüzey sıcaklıklarında artış ve iklimde değişiklikler olur.

Sera Etkisi Nedir?

Güneş, her gün dünyaya; insanlığın gündelik ve endüstriyel süreçlerde kullandığı enerjinin 10 bin katı civarında enerji verir: 120 bin terawatt. İşte bu güneş ışınları yeryüzünün yüzeyine çarptığında dünya bu solar radyasyonun bir kısmını toprak ve okyanuslarda ısı olarak emer. Yine bu ısının bir kısmı da tekrar uzaya kaçar. Fakat önemli bir kısmı ise karbondioksit ve metan gibi sera gazları tarafından kapalı tutulur ve dünyanın bir sıcak hava battaniyesine sarılmasına neden olur. İşte buna “sera etkisi” adı verilir.

Küresel Isınma ile İklim Değişikliği Arasındaki Fark Nedir?

Küresel iklim mücadelesi okumalarında ve konuşmalarında çok sık karşılaştığımız "küresel ısınma" ve "iklim değişikliği" kavramlarının aynı durumu ifade ettiklerini düşünmek hata olur. Bu iki kavram birbirinden farklı ve fakat ilişkilidir. İklim değişikliği, meselenin ana çatısı. Dünyanın sıcaklığındaki güncel artışı tanımlayan küresel ısınma ise iklim değişikliğinin nedenleri arasındadır. Küresel ısınmanın; yükselen deniz seviyeleri, eriyen buzullar, değişen yağış modelleri, aşırı hava olaylarının (ani seller ve sıcaklık dalgaları gibi) değişen sıklığı, mevsimlerin değişen uzunlukları ve değişen mahsul verimleri gibi durumlarla yeryüzünün iklim sistemi üzerindeki pek çok farklı etkisi vardır. 

Karbon Emisyonu Nedir, 1,5 Derece Neyi İfade Eder?

Karbon emisyonu, genellikle fosil yakıtların yakılması sırasında ortaya çıkan karbon bazlı gazların atmosfere salınması anlamına gelir. Bu emisyonlar; başta enerji üretimi, ulaşım, sanayi üretimi ve tarım olmak üzere birçok insan faaliyetinden kaynaklanır. Karbon emisyonları küresel iklim mücadelesinin önünde duran en büyük engellerden biridir. Küresel ısınmanın ve dolayısıyla iklim değişikliğinin başlıca sebeplerinden biridir çünkü bu gazlar, atmosferde birikerek sera etkisi yaratır ve dünya yüzeyinin sıcaklığını artırır. Bu durum, uzun vadede çevresel değişikliklere ve ekosistemlerin zarar görmesine yol açabilir ve iklim krizi dediğimiz o korkutucu kavramı önümüze koyar.

Dünyanın sıcaklığı 1,5 derecede tutulduğunda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden korunabileceği ispatlandı. Fakat kötü haber şu: 2024 yılı hem en sıcak yıl hem de 1,5 derecenin üzerindeki ilk takvim yılı olarak kayıtlardaki yerini aldı. 2 derece olması hâlinde, gezegenin iklim sisteminin geri dönüşü olmayan bir şekilde bozulacağı ve ekosistemlerde yaşanan olumsuz etkilerle birlikte ani ve aşırı iklim olaylarının olağan ve yaygın nitelik kazanacağı gün gibi ortada. Şu çok net: 2 derece insanlık ve tüm canlılar için son tehlike sınırıdır.

İklim Değişikliğinin Etkileri Neler?

İklim değişikliğinin etkilerini şöyle verebiliriz:

Yüksek sıcaklıklar

1980'lerden bu yana, her on yıl bir öncekinden daha sıcak geçti. Şu an için 2011-2020, en sıcak on yıllık sekans olarak kayıtlardaki yerini aldı. Daha yüksek sıcaklıklar; çok fazla sayıda orman yangının çıkmasına, ısıyla ilgili hastalıkların artmasına ve çalışma şartlarında ciddi zorlanmalar yaşanmasına neden oluyor.

Daha şiddetli fırtınalar

Birçok bölgede daha yoğun ve daha sık yıkıcı fırtınalar yaşandığına şahit oluyoruz. Bunun nedeni şu: Sıcaklıklar arttıkça daha fazla nem buharlaşıyor, bu da aşırı yağış ve su baskınlarını şiddetlendirerek daha yıkıcı fırtınalara neden oluyor. Tropikal fırtınaların sıklığı ve etki boyutu da ısınan okyanusların bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Artan kuraklık

İklim değişikliğinin en bariz sonuçlarından biri su kıtlığına neden olması. Küresel ısınma, zaten su sıkıntısı çeken bölgelerdeki su kıtlığını daha da kötüleştiriyor. Bunun yanında tarımsal kuraklıkların mahsulleri etkilemesi riskinin artmasına ve ekolojik kuraklıkların ekosistemlerin kırılganlığını artırmasına yol açıyor. Kuraklıkların bir diğer etkisi de yıkıcı kum ve toz fırtınalarına sebep olması. Milyarlarca ton kum kıtalar arasında hareket ediyor; çöller genişliyor ve yiyecek yetiştirmek için arazi azalıyor. 

GarantiBlog_ARAGörsel_JPEG - GarantiBlog-AraGörsel_Mart 2025- İklim Değişikliği Nedir Blog görseli_100325

Isınan ve yükselen okyanuslar

Son 20 yılda, okyanusların ısınma hızı, tüm derinliklerinde güçlü bir şekilde arttı. Bunun nedeni okyanusların küresel ısınmadan kaynaklanan ısının çoğunu emmesi. Su ısındıkça eriyen buz tabakaları deniz seviyelerinin yükselmesine neden olarak kıyı ve ada topluluklarını tehdit ediyor. Öte yandan, daha fazla karbondioksite maruz kalan okyanuslar daha asidik hâle geliyor ve bu da deniz yaşamını ve mercan resiflerini tehlikeye atıyor.

Tür kaybı

Artan sıcaklıklar, karada ve okyanusta türlerin hayatta kalması için riskler oluşturuyor. Bu risklerin boyutu da her geçen gün daha da büyüyor. İklim değişikliğiyle daha da kötüleşen dünya, insanlık tarihindeki herhangi bir zamandan bin kat daha fazla tür kaybediyor. Önümüzdeki birkaç on yıl içinde 1 milyon tür yok olma riskiyle karşı karşıya.

Gıdada Kıtlık

Aşırı hava olaylarındaki artışlar, küresel açlık ve yetersiz beslenmenin arkasındaki en büyük nedenlerden biri. Zira tarım ve hayvancılık tarafında ciddi sorunların, daha az üretken duruma gelmenin ve hatta direkt sistemin yok olmasının sebebi iklim değişikliği olarak pekâlâ gösterilebilir. Bununla beraber okyanus daha asidik hâle geldikçe, milyarlarca insanı besleyen deniz kaynakları risk altına giriyor. Kar ve buz örtüsündeki değişiklikler de hayvancılık, avcılık ve balıkçılıktan kaynaklanan gıda tedariklerini bozuyor.

Daha fazla sağlık riski

İklim değişikliği için, "İnsanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sağlık tehdidi" şeklinde bir çıkarım yapılabilir. İklim değişikliği; hava kirliliği, hastalıklar, aşırı hava olayları, zorla yerinden edilme, ruh sağlığı üzerindeki baskılar ve insanların yeterli yiyecek yetiştiremediği veya bulamadığı yerlerde artan açlık ve yetersiz beslenme yoluyla sağlığa zarar veriyor. Her yıl, çevresel faktörler yaklaşık 13 milyon insanın hayatını alıyor.

Yoksulluk ve yerinden edilme

İklim değişikliği, geçtiğimiz on yılda (2010-2019), her yıl ortalama 23,1 milyon insanı yerinden etti ve çok daha fazlasını yoksulluğa karşı savunmasız bıraktı. Çünkü değişen ve yıkıcı etkisi büyüyen hava olayları, insanları yoksulluğa sürükleyen ve yoksulluğu sürdüren faktörleri artırıyor. Birkaç tanesini şöyle açıklayalım: Sel baskınları kentsel gecekondu mahallelerini süpürebiliyor, evleri ve geçim kaynaklarını yok edebiliyor. Sıcaklık, açık hava işlerinde çalışmayı zorlaştırabiliyor. Su kıtlığı ise mahsulleri etkileyebiliyor.

İklim değişikliği ile mücadele; ülkelere, toplumlara ve bireylere birtakım görevler yüklüyor. “Benim tek başıma nasıl bir etkim olabilir?” diye düşünmek yanlış zira bireysel olarak da iklim mücadelesi vermek çok önemli. Bunun içinde örneğin, üzerimize aldığımız giysilerin seçimi de var, yediğimiz/içtiğimiz ürünlerde tercihimizi üretim ve tedarik zincirine göre yapmak da... Çünkü hepimizin dünyaya ve geleceğe borcu var. Bu borcu ödemek için tüm adımlarımızı sürdürülebilir ve çevre dostu bir anlayışla atmamız şart.