Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Hızla gelişen teknolojiye paralel olarak değişen tüketici tercihleri, artık daha seçici ve marka iletişimi, sürdürülebilirlik gibi kavramlara da daha duyarlı bir aşamaya geldi. Tüketiciler artık tercih yaparken markalardan daha çok bilgi, daha çok özgünlük ve belirli başlıklarda daha çok hassasiyet bekliyor. Bununla birlikte markalar nezdinde pazarlama aktiviteleri de dijital mecralara kaymış durumda. Görünüşe göre, dijital pazarlama dediğimiz platform daha da büyüyecek. Şirketler hem tüketici tercihleri hem de pazarlama tarafında dijital kanallardaki değişime ayak uydurmanın kadar önemli olduğunun farkındalar. Dijital çağda ayakta kalmak isteyenler şirketler, bu alanda ciddi bir rekabetin içine giriyor.
Rekabette öne geçmek isteyenler için, 2025’te dijital pazarlama stratejisi belirlemek kadar trendleri bilmek de önemli. Gelin 2025 yılında dijital pazarlama trendleri neler olacak, buna bir bakalım.
Yapay Zekâ Son Sürat Devam Ediyor
Gerek günlük gerekse de iş hayatımızın hemen hemen her alanında AI kısaltmasına rastlıyoruz. İngilizce “artificial intelligence” ifadesinin kısaltması olan AI, Türkçede “yapay zekâ” olarak karşılık buldu ve sektörlerin, iş yapış şekillerinin ve gelecek stratejilerinin merkezine oturdu. Çok kısa sürede çok büyük bir etki alanı, çok büyük bir piyasa oluşturdu. 2025’te piyasa değerinin 190,6 milyar dolara ulaşması beklenen yapay zekânın etkisini en fazla hissettirdiği alanlardan biri dijital pazarlama. Bu anlamda 2025 yılında da markalar, pek çok parametrede yapay zekâdan fazlasıyla destek alacak. Bunları üç başlıkta verebiliriz:
İçerik Oluşturmada Katkı: Dijital pazarlama dünyasında iyi içerik oldukça kritik. Yapay zekâ araçları da bu içerik oluşturma sürecini daha da kolaylaştıracak. İlgi çekici ve sonuç odaklı içerik üretilmesine yardımcı olacak.
Kişiselleştirilmiş Müşteri Deneyimini Artırma: Yapay zekâ, kişiselleştirilmiş deneyimler sunma becerisini artırarak dijital pazarlama alanında en büyük katkıyı sağlayacak. Yapay zekânın, veriler ışığında sunduğu katkı sayesinde tüketici davranışlarını tahmin ederken bir adım öne çıkacak şirketler, bu sayede etkileşimlerini artırıp güçlü müşteri ilişkileri kurabilecekler.
Veriye Dayalı Karar Almada Yönlendirme: Yapay zekânın markalar için sunacağı bir diğer artı, büyük miktarda veriyi analiz etmede kolaylık sağlaması olacak. Veriye dayalı bir yaklaşımla hareket eden firmalar, etkili pazarlama kanalları belirleme, kampanyaları optimize etme ve ilerideki tüketici eğilimlerini öngörme gibi noktalarda öne geçecekler.
Yeni Odak Noktası: Sesli Pazarlama
2024 itibarıyla dünya nüfusunun yarısından fazlası her gün sesli arama kullanıyor. Dolayısıyla bu kadar rağbet gören bir alanın pazarlama stratejilerinde yer almayacağını düşünmek yanlış olur. 2025 yılında, tüketicilerle direkt ve etkili bir iletişim için sesli pazarlamanın kritik bir kanal olarak ortaya çıkması bekleniyor. Markaların, verdikleri mesajlar noktasında odaklanması gereken konulardan biri, bu mesajları konuşma dili kalıplarına uyarlamak bir diğeri ise sesli asistanlar aracılığıyla kolayca iletilebilen özlü ve değerli bilgiler sağlamak olacak. Kolaylık odaklı bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle etkileşimli sesli reklamlar ve sesle etkinleştirilen alışveriş deneyimleri sunmak önemli.
Burada SEO kabulünün de bir parça değişeceğinin altını çizmek önemli. Sesli arama optimizasyonun, kullanıcıların sohbet tarzında sorular sorması nedeniyle geleneksel SEO'dan farklı olduğunu söylemek gerekir. Bir örnekle açıklayalım: "Bursa'daki en iyi kahveciler" şeklinde yazarak yapılan arama, "Yakınımdaki en iyi kahveciler hangileri?" sorusuna evrilebilir. Bu nedenle markalar, sesli aramalarda sık kullanılacak anahtar kelimelere yönelecekler. Yeni sistemde, SEO'nun odağında, doğal dili işleme (NLP) ve konuşma dili kalıpları olacak.
Ses teknolojisinin bir pazarlama yöntemi olarak değerini artırmasıyla birlikte, TikTok ve Instagram Reels üzerinden yapılan video reklamları gibi kanallar, alışveriş deneyimlerine hâkim olmaya devam edece gibi görünüyor
Sanal Gerçeklik Teknolojisi Popülerliğini Daha da Artıracak
Sanal gerçeklik teknolojisi, her geçen yıl daha da büyüyen bir sektör olmaya devam ediyor. Öyle ki 2030 yılına kadar 435 milyar dolarlık bir hacme ulaşması beklenen bir sektörden bahsediyoruz. Hâl böyle olunca, pazarlama trendlerinde zaten ciddi bir konumu olan sanal gerçeklik teknolojisinin 2025 yılında da büyümesi öngörülüyor. Öyle ki markaların, müşterilerine, evlerinin konforunda, 3D ortamlarda ürünler keşfetmelerini sağlayacak sanal sergi alanları oluşturma fikrini artık hayata geçirmelerini bekleyebiliriz. Markalar, bu tarz sanal etkinlikleri kullanarak müşteri deneyimlerini artırabilecek ve küresel anlamda kitlelerle direkt etkileşim kurabilecek. Sanal gerçeklik teknolojisine olan bu yönelim, dijital pazarlama sektörü temsilcilerinin geleneksel görsel ve işitsel içeriklerin ötesinde düşünmeleri gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Markalar artık sürükleyici ve birden fazla duyuya hitap eden marka deneyimleri yaratmanın yollarını düşünmeliler.
Özgün İçerik Yine En Tepede
Yapay zekânın içerik oluşturmadaki katkısını göz ardı etmemiz mümkün değil elbette. Fakat yapılan bir araştırma gösteriyor ki sosyal medyada en ilgili çekici içerikler, %54 ile yine gerçek kullanıcılar tarafından yapılmış içerikler oluyor. 2025 yılında dijital pazarlamada beklenenler arasında, daha fazla markanın gerçek kullanıcı tarafından oluşturulmuş yüksek kaliteli içerikleri teşvik etmesi ve desteklemesi de var. Eskilerin “kulaktan kulağa iletişim” dediği pazarlama yöntemi sosyal medya için de geçerli olacak. Özgün içeriklerle başlayan bu süreçte en müşteriler, markalar için birer aktif marka elçilerine dönüşecek.
Sosyal Medya Kanalları Yeni Arama Motorları Olacak
Dünyada 5 milyardan fazla sosyal medya kullanıcısı var. Instagram ve TikTok hâlihazırda pek çok insan için birer arama motoru. Bu uygulamalar günlük dijital deneyimlerin merkezi hâline geldikçe markalar da buralardaki pazarlama faaliyetlerini artırıyorlar. Bu artışın da her geçen gün devam etmesi bekleniyor. Dijital pazarlama dünyasında markalar, bu uygulamalarda görünürlüklerini artırmak adına kısa videolar, hikâyeler, canlı yayınlar ve etkileşimli gönderiler gibi farklı bölümlere hâkim olma yarışına girecekler. İçerik oluşturma, topluluk yönetimi, sosyal ticaret ve veri analitiği gibi başlıkları kapsayan sosyal medya pazarlamasını bütüncül bir yaklaşımla ele alan markalar; erişim, etkileşim ve müşteri sadakati açısından ciddi avantajlar elde edecek.
Özetle şöyle bir çıkarımda bulunabiliriz: 2025’in yenilikçi ve heyecan dolu yeni fırsatlar sunacağı dijital pazarlamada dünyasında, pazarlama stratejilerini, yeni trendlere şimdiden hazırlamayı başaran şirketler bir adım öne geçecek. Teknolojinin varlığını ve etkisini daha çok hissedeceğimiz 2025 yılında, bu teknolojiye entegre olabilen ve söz konusu entegrasyonu özgün fikir ve projelerle taçlandıran şirketlerin başarı hikâyelerine şahit olacağız.