Copyright © 2024, T. Garanti Bankası A.Ş
Su hayatımızın her noktasında yer alıyor. Giydiğimiz tişörtün, aldığımız bir bardağın, et veya sebze, yediğimiz her şeyin üretiminde su kullanılıyor. Bunların yanında herhangi bir sektörde ürün üretimi, atık yönetimi gibi süreçlerde de su hayati öneme sahip. Peki kullandığımız şeylerin üretiminde ne kadar su harcandığını, yani su ayak izinin ne olduğunu biliyor musunuz?
İlk kez 2002 yılında UNESCO-IHE’de, Arjen Hoekstra tarafından ortaya koyulan su ayak izi kavramı, kullandığımız mal ve hizmetlerin her birini üretmek için harcanan su miktarıdır. Bu kavram; herhangi bir ürünün üretim süreci, bir ürün, arabamıza koyduğumuz yakıt veya bir şirketin tamamı için ölçülebilir. Tatlı su kullanımının bir göstergesi olan su ayak izi sadece üretici veya tüketici olarak kullandığımız su demek değildir, aynı zamanda dolaylı yollardan tükettiğimiz su kullanımının da toplamını ifade eder. Su ayak izi şirketler, hükümetler ve bireyler için aşağıdaki gibi çok çeşitli soruları yanıtlamamızı sağlar:
Sorduğumuz soruya bağlı olarak su ayak izi, ton başına üretim, hektar başına ekili alan, para birimi başına ve diğer fonksiyonel birimlerde metreküp cinsinden ölçülebilir. Su ayak izi, sınırlı tatlı su kaynaklarımızın hangi amaçlarla tüketildiğini ve kirlendiğini anlamamıza yardımcı olur. Etkisi, suyun nereden ve ne zaman alındığına bağlıdır. Alınan su zaten suyun kıt olduğu bir yerden geliyorsa bunun olası sonuçlarını önceden düşünmek gerekir.
Su ayak izinin yeşil, mavi ve gri olmak üzere üç çeşidi var. Yeşil ve mavi su tüketimini, gri ise su üzerindeki kirliliği ifade eder.
Su ayak izi; bir sürecin ürünün, şirketin veya sektörün hem doğrudan hem de dolaylı su kullanımına göre değişir. Tedarik zincirinden son kullanıcıya kadar tüm üretim döngüsü boyunca su tüketimini ve kirliliğini içerir. Birey, topluluk, ulus veya tüm insanlık tarafından tüketilen tüm mal ve hizmetleri üretmek için gereken su miktarını ölçmek amacıyla su ayak izini kullanmak da mümkündür. Bu aynı zamanda kişi(ler) tarafından doğrudan kullanılan su olan doğrudan su ayak izini ve tüketilen tüm ürünlerin su ayak izlerinin toplamı olan dolaylı su ayak izini de içerir.
Su ayak izi; ürün, işletme, ülke ve birey ölçeğinde hesaplanabilir. Bir ürünün su ayak izi, üretiminin tüm süreçlerinde tüketilen ve kirletilen su miktarıdır. Bir işletmenin su ayak izi, sağladığı mal ve hizmetleri üretmek için tüketilen toplam suyun bir ölçümüdür. Bir ulusun su ayak izi üretim ve tüketim olmak üzere iki açıdan incelenebilir. Üretimin su ayak izi, ülke içinde mal ve hizmet üretmek için kullanılan yerel su kaynaklarının miktarıdır. Tüketimin su ayak izi, bir ülkede yaşayan insanların tükettiği tüm mal ve hizmetler için hesaplanır. Bireysel su ayak izi ise günlük hayatta tükettiğimiz su miktarıdır. Buna yediğimiz gıdaları yetiştirmek, kullandığımız enerjiyi üretmek ve günlük yaşamımızdaki tüm ürünler için kullanılan su dahildir.
Gelin günlük hayatımızda neredeyse her gün kullandığımız bazı ürünlerin su ayak izlerine bakalım:
Bu miktarları göz önünde bulundurarak et yerine sebze ağırlıklı beslenebilir, deri gibi ürünler yerine daha doğal malzemelerle yapılan ürünler tercih edebiliriz
Birleşmiş Milletler, su kullanımının nüfus artışının iki katı oranında arttığı konusunda uyarıyor. Bu eğilim tersine çevrilmediği takdirde, 2025 yılına kadar dünya nüfusunun üçte ikisi “su stresi” ile karşı karşıya kalacak. Bunun ışığında, suyu çoğumuz arasında adil ve sürdürülebilir bir şekilde paylaşmak, 21. yüzyılda karşılaştığımız en büyük zorluklardan biri.
Su kıtlığı ve kirlilik gibi konuların faaliyetlerimizle bağlantılı olduğunu unutmamalıyız. Karar vericiler tüm toplumsal paydaşlarla birlikte sürdürülebilir kalkınma, vatandaşların ve çevrenin refahı için suyu yönetmeye yönelik çalışırlarsa ve biz de bireysel olarak su ayak izimizi azaltmak için çaba harcarsak dünyaya ve geleceğe daha iyi bakabiliriz.